Evet, severek yazdım. Severek yazdıklarım kabul görür müydü? Yazarlık, sonucunu bilmediğim ve sonucunu bilmek istemediğim bir vazife oldu. Vazife, bir çilekeşin çileli yumağına dönüştü. Çileli hayatta yalnız ve yabancı idim. İçinde yaşadığım hayat bana yabancı ve yabancı hayat benden razı değildi. Yalnızlıktan ve yabancı olmaktan kurtulmak için gazete sayfalarına sığındım....
Düşmeden Önce Servet BARDAK … Aşkımla yanardım aşkımla kordum Aşkımla yaşardım ve gidiyordum İçimdeki aşkla ben yaşıyordum Bu hayatta çekip düşmeden önce . Duygularımla ben çağlar dururdum Sevgiyi ben aşka daim sarardım Kendi halimdeydim mutlu yaşardım Bu hayatta çekip düşmeden önce . İçimdeki aşkla ben divaneydim Sevgiyle çağlayan bir pervaneydim...
Gün yine susmaya başlarken, akşam derin sessizliğine doğru giderken, ışıklar yerini karanlıklara bırakırken bu karanlığın neresindeyiz diye düşünürken… Yine iç yakan türküler, yine ezgiler var bu gecenin derinliklerinde. Bir ömrün direnişçisi olmaktan, bütün zaman eklerinden payıma düşen ne varsa almaktan yana olan şansımı düşünürken; Çocukluğum geliyor aklıma… Kirli ellerimi, top...
Bir kadın tanıdım Canlı ve heyecanlıydı Sert bakışlı Ve Asil kanlıydı Bir kadın tanıdım Ruhsuz ve duygusuzdu Kalabalıkta bile Yalnızlık Tek dayanağıydı Bir kadın tanıdım Yıkılmış ve kahrolmuştu Hayal kırıklığı Onun dünyasıydı Hepsi de aynıydı Bende ve onda Bendeki duygusallık Ondaki Hayattaki Canlılık… Ali YURTSEVEN
kadın kutsal diyoruz, şiddetle vuruyoruz, evlat bizim diyoruz, sokağa atıyoruz. bu ne şiddet, bu ne öfke… yok mu sabır, yok mu sine… ne oldu bize, ne hale geldik, olduk cani, olduk gaddar. sığınacak limanı olanlara set olduk, ölüp yok olana kadar. kadına gül verelim, evladımızı sevelim, aile olmak istiyorsak, saygı...