Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
27°C
İstanbul
27°C
Açık
Cuma Parçalı Bulutlu
30°C
Cumartesi Az Bulutlu
27°C
Pazar Yağmurlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C

Yazar Bilgin SOYUAK Röportajı

Yazar Bilgin SOYUAK Röportajı

B.F. Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Öncelikle merhabalar Bilgin SOYUAK ben. 1984 yılında dünyaya geldim. Öğretmen olan rahmetli babam sayesinde kitaplarla tanıştım. Çocukluğumdan beridir elime ne geçse okumaya meraklıyım. Bununla birlikte her zaman bir şeyler de yazdım kendi çapımda. Pandemi döneminde roman türünde olan ilk kitabım ‘Kopuk Uçurtma’ya kavuştum. Profesyonel olarak elektrik elektronik mühendisi olarak çalışıyorum. Evli ve 2 çocuk babasıyım.

B.F. Yazmaya nasıl başladığınızdan ve ne kadar zamandır yazdığınızdan bahseder misiniz biraz?

Yazmaya merakım hep vardı, ama beni asıl tetikleyen olay şuydu. İlkokul 4. Sınıfta iken, düzenlenen bir şiir yarışmasında benim şiirim “kesin bir kitaptan alınmış bu” denilerek reddedildi. Bunun üzerine babamın “yahu çocuk benim gözümün önünde yazdı” itirazıyla iade-i itibar yapılmaya çalışılsa da iş işten geçmişti. Ama ben kendi potansiyelimin farkına varmıştım. Demek ki kitaplardakiler kadar iyiydim. Daha sonraları da şiir, öykü ya da denemeleri hep oldu. Forum sitelerinde sözlüklerde kendi blog sayfamda mahlaslı şekilde yazıyorum.

B.F. Yayınladığınız kitap sayısı ve konuları nelerdir?

İlk kitabım Kopuk Uçurtma. Henüz bir tane. Ama devamını getirmek istiyorum. Konusu ise yurtdışı seyahatine çıkan bir kahramanımız var. Yolda eline tesadüfen geçtiğini düşündüğü bir kitabın hayatının merkezinde olduğunu bilmeden yoluna devam ediyor ve önce sürpriz bir aşkla, ardından da o aşkı bile gölgede bırakacak olaylar yaşıyor. Kendinde, rüyalarının sıradan olmadığını ve herkeste olmayan bir özellik olduğunu keşfedecek bir dizi olaylar yaşıyor.

B.F. Yazarken karşılaştığınız zorluklar oldu mu? Yazmak ve yayınlamak; sizin için hangisi daha zordu?

Benim için yazmak hiç bir zaman zor olmadı. Ancak, zaman ayırmak çok önemli, işiniz ve aileniz ile zaman geçirmek yazmayı biraz öteliyor. Ama asla engel değil. Ailenizin anlayışı da ayrı bir etken. Ben o konuda şanslıyım. Eşim çok değerli.

Yayınlamak ise en zoru. Çünkü hazır hale getirdiğiniz düşündüğünüz kitap bir dizi işlemden geçmek zorunda. En başta bu süreçte sabır zorluyor. Çünkü bir an önce kavuşmak istiyorsunuz. Bununla beraber çalıştığınız yayınevine göre de ortaya beklenmedik şeyler çıkabiliyor. Bir de bütçe boyutu var. İlk kitabını yazan tanınmayan biri için kitap basmak biraz meşakkatli. Ama güzel olan da bu. Rağmenlere rağmen.

B.F. Yazılarınızda sizi besleyen kaynaklar nelerdir, ilham kaynağınız nelerdir; biraz bahseder misiniz?

Mesleğim gereği bilimsel yazılar ve günceli sürekli takip ediyorum. Ama bu mesleği seçmemde de Jules Verne’in etkisi oldukça fazladır. Bunun yanında insanları izleyip gözlemek, empati ile “ben olsaydım nasıl davranırdım?” sorgusunu her zaman yaptım hayatımda. Bundan dolayı da kitaplardan ve insanlardan besleniyorum diyebilirim.

B.F. Kitap okur musunuz? Bulunduğumuz dönemde yayınlanan kitaplarla ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Kitap okuyorum elbette, okumadan yazmak çok mümkün değil bence. Çünkü okuduğunuz her şey yazar için olmazsa olmaz olan hayal gücünü daha da artırır. Dönem için de pek konuşmak istemiyorum. Pek çok değerli yazarımız olmasına rağmen, okumayan bir toplumuz. Bu devirde okunmak için popülerlik gerekiyor maalesef.

B.F. Yazmanın sizin için ne ifade ettiğini öğrenebilir miyiz?

Yazmak benim için hayal dünyamın içinde istediğim gibi yaşamak. Düşünsenize, istediğim hikâyede yer çekimini yok ediyorum. İstediğim ülkede süt satan amcanın mutlu olduğu bir hayat yaratıyorum. İstediğim zaman da herkes mutlu yaşıyor. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi?

B.F. İyi yazmak için bir formül var mıdır size göre?

Bunun bir matematiği yok. Ama okumak çok kıymetli. Özellikle de her türden, ayırt etmeksizin. Mutlaka insanların bir eğilimi vardır. Kimi aşk sever, kimi polisiye.. Ama bir yazar her şeyi okumalı. Çünkü yaratacağı dünyada karakterin neye ihtiyacı olacağını bilemezsiniz. Başrol kadın kahramanınız bir kasap için yanıp tutuşuyorsa sizin yazar olarak et kesmeyi bilmeniz gerek. Her karaktere bürünüp kendi içinde o karakteri haklı çıkaracak ve doğru şeyler yazmanız gerek. Eğer hiç çekiçle çivi çakmamışsanız, ya da en azından nasıl yapıldığını bilmiyorsanız, kitapta çivi çakmaktan bahsedemezsiniz. Eğer kendinizi geliştirmeden sadece o ana kadar bildiklerinizle yazarsanız mutlaka tıkanırsınız. Çok yönlü yazarlık bence bunu gerektirir. Ben yazdığım her şeyi araştırarak ve doğru kaynaktan okuyarak kitaba yazdım. Gitmediğim yerleri yazarken yurt dışı haritalarını inceledim günlerce mesela. Ya da rüyalar hakkında yazılmış pek çok akademik yayın okudum tutarlı olmak adına.

B.F. Yazmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?

Yazsınlar. Bunun için hiçbir engel yok. Ben 3 çocuklu bir yazarla da tanıştım. Kayseri’nin ücra bir köyünde yaşayan doğuştan engelli bir yazarla da. Yazan kişinin önünde hiç bir şey engel olamaz. Tek engel sizin korkularınız, “millet ne der?” kaygılarınızdır.. Kendinize engel olmayın. İçinizden ne geliyorsa yazın. Hele hele şimdilerde yazmak için çokça araç ve imkân var. Telefonlar elimizde. Not almak, gördüğünüz bir olayı hikâyeleştirmek ya da iki mısra şiir aklınıza geldiğinde hemen kaydetmek çok kolay.

B.F. Buradan okurlarımıza mesajınız nedir, ne söylemek istersiniz?

Pandemi ile dünyada yeni bir dönem başladı. Sağlık, Eğitim, sosyoloji ve teknoloji alanları başta olmak üzere dünya yeni bir dünyaya evirildi ve bunun geri dönüşü yok. Bu küresel dönüşüme ayak uydurabilmek için günceli takip etmeliyiz. Bunun için de okumak, yazanları takip etmek çok önemli. Bizim teknolojiyi, sektörü elinde tutanlardan tek eksiğimiz kendi potansiyelimizi görmemek. Bu da okumaktan,  eğitimden, bireysel gelişimden geçiyor. Çocuğumuz kitap okusun istiyorsak, elimize kitap alacağız. Çünkü çocuklar alışkanlığı görerek öğrenir. Duyarak değil. Siz okumadan ona okutturamazsınız.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.