^^
Ve evlere dönme zamanı,
Düş ardıydı sanki.
Hangi kapı açılırdı hiç düşünmedik biz!
Belki de sürç-ü lisânımızdan…
Başımıza çarpan
Bu ‘âh’ kimin bedduasıydı ki?
Bilemedik!..
Aşkın niyazı değil de
Neden ayazı vurmuştu ki ense kökümüze?
“Boş ver” demiştik hatırladın mı Esila,
“Boş veeeer!”
Tezene; nereden incitmişse gönül telimizi
Oradan kopsun demiştik telimiz……
Hatırlasana bir;
Sonrasında kuşa sallanan sapan
Bizi bulmuştu o izbe yerde!
Biz de yükselip yükselip ‘yâr’dır diyerek
Düşü/vermiştik içimizdeki yara!
Dedim ya, çıkıp geldiğinde
Uyur uyanık düşlerimin arasından;
Bir lâle geçişli sümbül gecesiydi Esila,
Yere batıyordu gözlerin âdeta.
O denli utangaç bir hâlin vardı ki…
Boynu büküktü gecenin sen gibi!
Mağrur değildi güller gibi sümbül gecesi.
Üstelik dikeni de yoktu batıp çıkacak!
Ve gözlerin
Gözlerin Esila,
Öylesine dal yeşili
Ve öylesine ağıt üretkendi ki senin…
***
Ali Rıza NAVRUZ
# deliban