Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
13°C
İstanbul
13°C
Çok Bulutlu
Perşembe Parçalı Bulutlu
15°C
Cuma Hafif Yağmurlu
14°C
Cumartesi Yağmurlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
13°C

HAYATIMIZ KENDİ TUVALİMİZE ÇİZDİĞİMİZ BİR BAŞYAPITTIR

HAYATIMIZ KENDİ TUVALİMİZE ÇİZDİĞİMİZ BİR BAŞYAPITTIR
13 Aralık 2024 11:16
10
A+
A-

SINIRSIZ OLASILIKLAR, ÇILGIN YARATICILIKLAR VE SINIRSIZ GELİŞME VARKEN

NEDEN DONUP KATILAŞIYORUZ? NEDEN ÖLMEDEN ÖNCE ÖLÜYORUZ?

”Zekanın ölçüsü, değişebilme yeteneğidir.” der Albert Einstein. Değişmek, olgunlaşmadan farklı bir olgudur. İnsan olgunlaşırken, bilgisi, tecrübesi, görgüsü artar, hoşgörülü olur, olayları geniş bir açıdan değerlendirebilecek duruma gelir.

Değişmek ise, anlamaya bağlı bir olgudur. İnsan, zamanla inanıp bağlandığı şeylerin eskidiğini, değer ve işlevini yitirdiğini, artık anlamsız ve geçersiz olduğunu anlar.

Çünkü hayatın yaratıcı yıkım süreci kesintisiz işlemiş, insanın inanıp bağlandığı şeyler hayatın nesnel gerçekleri tarafından yanlışlanmıştır. Dört elle sarıldığı şeyler demode olmuştur.

İnsan, değişen gerçeklikler dünyasına bakınca kendi içindeki ışıklar da tek tek yanmaya başlar. Bu aydınlanma, değişim sürecinin işaret fişeğidir.

İnsan değişmek zorundadır. Çünkü dünya değişiyor, hayat değişiyor, insanlık, toplumlar, canlı cansız her şey değişiyor. İnsanın bu değişim seli karşısında durması, hiç değişmemesi imkansızdır artık. Değişmeden yaşaması mümkün değildir.

İnsan, yeni durum ve koşullara uyum sağlamak için mutlaka değişmelidir. Çünkü hiçbir liman bizi sonsuza kadar koruyamaz. Değişimin yıkıcı dev dalgalarına hangi liman dayanabilir ki?

Zaman, hepimizi aşındırır, örseler, tüketir. Donmamak, katılaşmamak, tükenmemek için elbette değişmek zorunda kalacağız. Hiç değişmemenin, inatla hep aynı kalmanın sonucu dinozorlaşmak ve yok olmaktır.

İdeolojiler de, fikirler de, görüş ve kanılar da zamanla çürür, tükenir, üzerini örümcek ağları kaplar. O zaman bu çürüyen fikirlerin yerlerine yenilerini koymalıyız. Bu da radikal bir değişim anlamına gelir. Çünkü eski köye yeni adet getiririz. Eski hamamları, eski tasları modernize ederiz.

Sonuçta Turgut Uyar’ın dediği gibi, ”Aşkım da değişebilir, gerçeklerim de.” değişmek, aslında yeniden doğuştur. Değişmek, yaşamaktır. Yeni sorular sormaktır. Sorulara yeni yanıtlar bulmaktır.

Değişemeyenler ise değişenleri anlamayanlardır. Çünkü değişim, anlamakla başlar, yaşanmadan da anlamak pek mümkün değildir. Sıkıntı veren, çözümlenemeyen her şey ‘değişmek’ ile ilgilidir..

Amerikalı ünlü televizyon sunucusu Oprah Winfrey’in dediği gibi, “İki sebep için değişiriz. Ya yeterince öğrenir ve değişmek isteriz ya da yeterince yaralanır ve değişmek zorunda kalırız.”.

Değişmek, zorunluluktur. Nietzsche’nin dediği gibi “Derisini değiştirmeyen yılan ölmeye mahkumdur.”. Değişim ise gelişim değildir. Değişim içsel, gelişim dışsaldır.

İnsan, kendi fikir ve değerlerini değiştirdikçe hayat felsefesi de, hayatının yönü de değişir. Değişimi engelleyen her şey, insanda değişim inadı ve ısrarı yaratır. Yolundaki engeller yola dönüşür.

“Değişim evrenin birinci ilkesidir. Her şey değişir. Mevsimler de yapraklar da çiçekler de kuşlar da; ahlak anlayışları da, insanlar da, binalar da.” diyen Ayn Rand yerden göğe kadar haklıdır elbet.

Adam Phillipis de, “İnsanlar, kendi zihinlerinin karmaşıklığına artık katlanamadıkları zaman dönüşüm deneyimlerine eğilimlidirler.” sözüyle değişim gerçeğine vurgu yapar.

Ahmet Hamdi Tanpınar da değişim sürecini, “Sonra yavaş yavaş mantığım değişti. Hatta dünyaya bakışım, eşyayı görüşüm, insanları anlayışım değişti. Vakıa bunlar bir günde olmadı. Hatta çok güçlükle ve adım adım oldu. Hatta çok defa bana rağmen oldu.” muhteşem sözleriyle açıklar.

Muhsin Bilican

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.