Bir gün “seni anlıyorum” diyecekler,
Neyi, nasıl hissettiğini bilmeden,
Senin ne yaşadığını nereden bilsinler,
“He” deyip geç sen onlara.
***
İnsan insanı nasıl anlar ki,
Ya da anlayabilir mi acaba?
Gülün yaprağına dokunmuş bir ele
Aynı gülün dikenini,
***
Susamış bir insana,
Bir damla suya hasret kalana,
Susuzluktan çatlamış dudağa,
Beş karış suda da boğulabileceğini,
Nasıl anlatabilirsin ki?
***
Anne baba hasreti çekmeyene,
Evlat acısı görmeyene,
Ölüm nedir bilmeyene,
Özlemi nasıl anlatabilirsin ki?
***
Yıllarca sebepsiz yere hapis yatana,
Ufacık bir pencereden hayata bakana,
Gökyüzünün maviliğine bir kez olsun bakmayana,
Özgürlüğü nasıl anlatabilirsin ki?
***
Aşkı yok sayana,
Ayrılığı hiç yaşamayana,
Aşk acısını tatmayana,
Leylayla Mecnun’u nasıl anlatabilirsin ki?
Gidene kalanın vedasını,
Kalana gidenin göz yaşını,
Kalpteki o gönül sızısını,
Hissetmeyene nasıl anlatabilirsin ki?
***
“Seni anlıyorum” diyene,
İnsan insanı anlamaz,
Bunlar aslında koca bir yalan,
Herkesin yükü kendine diye,
Nasıl anlatabilirsin ki?
Tuğçe Kantaroğlu