Bir çeşme…
Kırım Han Sarayı’ndaki “Bahçesaray Çeşmesi”…
Bazısı der ki; Kırım Hanı Giray Han tarafından, çok sevdiği ve genç yaşta ölen eşi Dilara anısına; “Dünya durdukça bu çeşme de benim gibi ağlasın” diyerek Bahçesaraylı bir taş ustasına 1763 yılında Bahçesaray Çeşmesi’ni yaptırılmıştır.
Bazısı da der ki; Kırım Hanı Giray’ın aşık olduğu Polonyalı prenses Maria, hareminde tutsakmış. Han bu aşk yüzünden haremindeki gözdesi Zarema’yı ikinci plana itince, Zarema Maria’yı öldürmüş. Bunu öğrenen Giray Han da Zarema’yı öldürmüş ve Maria adına “Bahçesaray Çeşmesi”ni yaptırmıştır.
Kırım’da sürgünde olan bir şair der ki;
Ah aşk çeşmesi, ah hüzün çeşmesi
Dinledim senin taş dudaklarından uzun hikâyeleri
Ah uzaktır, acı ve mutluluğun parçaları
Fakat Maria’dan hiçbir kelime çıkmadı.
Çeşmesinden damlayan her bir su damlasının çıkardığı ses, akustiğin de etkisiyle insana hıçkırık sesi gibi geldiğinden halk arasındaki adı “Gözyaşı Çeşmesi” olan bu çeşmedeki mermerden yapılmış ve suyun aktığı üst kısımında yer alan çiçek, gözyaşlarıyla dolu bir göz gibi değil mi gerçekten?
Sanki gözyaşları kalbi yani üstteki büyük havuzu kederle dolduruyor. Zaman bütün acıları hafifletir ya, aşağıda çift halindeki küçük havuzlara sızıyor gözyaşları dağılarak; ama zihinde kalanlar tekrar acıyı hatırlatıyor işte ve en alttaki büyük havuzu dolduruyor zamanın akışı içinde…
Doldukça taşıyorsun, taştıkça yok oluyorsun zemindeki spiralin içinde, damla damla, anbean… Her şey bir “an”a ait o zaman…
Bir an varsın, ötekisinde belki de yoksun.
Şair der ki;
Aşkın acısıdır değerli olan benim için,
Öleyim ne çıkar, severken öleyim ama…
İnsanlara daha çok kazanmayı, daha iyi yaşamayı ve daha çok tüketmeyi öğütleyen günümüzdeki sistem içinde, insanoğlu aslında kendini tükettiğinin farkında değil iken, şairin söylediği şekilde insanlar birbirini sevebilir mi ya da seviyor mu, bilmiyorum.
Zaten şair de der ki;
Kuraklık çeken tarlalar gibiyiz tıpkı;
Susuzluğumuzu nasıl gidermeli, nasıl serinlemeli.
Şair, bugünden yaklaşık iki yüzyıl önce yaşamış ama anlaşılan o ki, durum o zaman da aynı…
Mekân, Rusya…
Şair, Alexander Sergeyeviç Puşkin…