İnanç güçlü bir kılavuzdur.
İnandığın an açılmaz dediğin bütün kapılar ardı ardına açılır.
İnandığında başaramayacağın hiçbir şey yoktur.
İnanmak her şeyin üstesinden gelmenin il adımıdır. Önemli olanda ilk adımı atabilmektir…
İnanç, insanın iç dünyasını aydınlatan bir kılavuzdur. Yol gösterici gibi…
Kuytu köşelerde kaybolmuş umutların sesiydi. İnanç, fırtınalı denizlerde yıldızlar gibi parlayan bir ışıktı. Ve o ışık, yönümüzü bulmamıza yardım ederdi.
Her bir inanç, bir hikâyenin başlangıcı gibiydi. İçinde taşıdığı umut tohumlarıyla, insanın hayatına yeni bir anlam katar, yeni bir yön çizerdi. İnsanlar, inandıkları sürece ayakta kalabilirdi. Çünkü inanç, karanlıkta bir meşale gibiydi.
Yeşeren her bir çiçek, inancımızın bir yansımasıdır.
İnanç, en karanlık zamanlarda parlayan bir yıldız gibidir. Zorluklarla dolu yollarda kaybolmuş olsak da bir yerlerde bir ışık vardır. O ışık, umutla yeşeren bir inançtır.
Düşlerin mimarisi inançla inşa edilir.
İnanç, yaşamın anlamını hatırlatıyor, umutla dolu bir yarının var olduğunu söylüyordu.
İnanç, bazen kırılgan bir çiçek gibidir. Zaman zaman kuruyabilir, solabilir, hatta kopabilir. Ancak bu, onun yok olduğu anlamına gelmez. Çünkü inanç, yeniden yeşerebilir, güçlenebilir ve bizi tekrar hayata bağlayabilir.
İnanç, insanın iç dünyasında bir çığlık gibi yankılanır, umutla dolar ve bizi karanlık gecelerde bile aydınlığa götürür.
İnanç insanın ruhunu besler, umut verir ve hayata anlam katar. Yaşamın en derin sırlarını keşfetmemize ve zorlukların üstesinden gelmemize yardımcı olur.
Sema Yavuztürk