Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
10°C
İstanbul
10°C
Çok Bulutlu
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C
Salı Parçalı Bulutlu
11°C
Çarşamba Az Bulutlu
13°C
Perşembe Az Bulutlu
15°C

DÜNYA DEVLETİ

17 Şubat 2024 12:07
193
A+
A-

DÜNYA DEVLETİ

Ibrahim Ayğırcı

Ülkelerin bağımsızlığı… Ülkelerin bağımsızlık zor durumda… Kendi bağımsızlığını isteyen de kalmadı. Bağımsızlık ülkelerin hayatından gittikçe uzaklaşmaktadır. Uzaklaşan bağımsızlıkla beraber dünya tek devlet olmaya doğru gitmektedir. Dünya devletini kuracak olanlar; tek devlet için gerekli çalışmalara başladılar bile. Çünkü dünya tek dil olan İngilizceyi konuşmaya doğru gitmekte… Para birimi de her yerde sadece dolar olmakta… Müzik gibi diğer bütün zevkler de birleşti gibi. Giyim ise; zaten çoktan aynı olmuştu… Dünya devletine doğru giden Amerika artık tüm ülkelerin has bahçesi… Ne yazık ki bizimle beraber tüm dünya Amerikalı… Çocuklar anne babadan daha çok Amerikalı. Amerika’ya gidemeyen çocuklar anne ve babasına küfrediyor. Küfür eden çocuklarla hep beraber Amerikalı olmaya doğru koşuyoruz. Sadece çocuklarımız değil, Çinlinin, Japon ve Hintlilerin çocukları Amerika’ya giden kervana katılmışlar. Arap Amerika’da, Japon ve Hintli Amerika’dadır. Ve tüm çocuklar Amerika uğruna milliyetsiz, davasız ve köksüz olmak istiyor. Ve kendi kültüründen kopan çocuklarımız için Amerika ulaşılmaz bir zirve iken ülkemdeki kavgayı nasıl bir deli dövüşü olmaktan kurtaralım? Neyse ben yine kütüphaneme sığınıyorum. Kütüphanemdeki gerçekler kırık olan bir kalem ve kırık bir masa… Kırık masamda çizgisiz kağıtlarım… Kağıtlarım çarşaf gibi, kırık kalemim kılıç gibi. Kalem yeni satırları ve yeni satırlar yeni düşünceleri doğurmak peşinde. Çizgisiz kağıda dökülen satırlarım kendi çizgilerinde haykırmakta ama seslerine kim kulak verecektir? Kulak vermeyenler çekirdekten devşirilmektedir. Ne bize, ne de kendilerine bağlı kalmaktadırlar… Bağımsızlığını devretmek… Bağımsızlığın dayandığı nokta: hürriyet içinde üretimdir. Bire bin veren fabrikalardır… Bir ülkedeki vatandaşların hepsini kapsamayan eşitlik, eşitlik değil ancak birilerine imtiyazdır. Eğer halk cahilse, cahiller kendisine verilen bağımsızlığı ne yapsın. Çalışma hürriyeti verilmiş ama iş yok… Ülke fabrikasız, esnaf sermayesiz olduktan sonra istediğin kadar üreticiye ve esnafa çalışma hürriyeti bahşet… Neye yarar. Bağımsız olmak demek her türlü cehaletten ve türlü sefaletten kurtulmak demektir. Gözleri görmeyene güneş ışığı ne ifade eder. Vatandaşa lazım olan bağımsızlığın bir kısmı değil tamamdır. Gerçek bağımsızlık her vatandaşın kullanabileceği hürriyet olabileceği gibi, kullanabileceği kuvvettir de. Yeteneklerimizi ve gücümüzü verilen bağımsızlığın himayesi altında geliştirirsek, ancak“ Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözü gerçekleşmiş olur. Aksi takdirde felçli kişilere kaldırımlarda yürüyebilirsiniz diye kanun çıkartmak yetmez.
Yazarın Diğer Yazıları
2 Nisan 2023 16:43
16 Şubat 2023 16:04
13 Eylül 2022 13:45
12 Eylül 2022 20:24
15 Haziran 2022 23:14
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.