Ne demiştim:
“Yüreğinle”
Göz her şeye takılır.
İstemese de…
Sana
şunu yapma
bunu yapma demeyeceğim.
Biliyorsun;
çok konuşmam.
Hissederek…
Yansıtarak…
Seslenerek…
Dokunarak…
İnsana yakışan
ehliyetinle…
emniyetinle…
Gece,yıldızsız olur mu diyorsun?
Olur…
Yağmurlu günde oldu mu?
Oldu…
Sevmedin mi?
Sevdin…
Yani diyorum ki:
“Yağmur say beni.”
Hani kanatları ıslak kuşların
telaşla sığındığı
iki duvar arasındaki yuvan mıyım bileyim?
Yani;
güvercin yüreğinle
gel çırp bütün ıslaklığını:
“Yüreğimde kurutayım.”
Bakma bulutlara!
O da sebepsiz kızan,
yanıp yanıp sönen
hoyrat bir şiddetin kölesi.
“ızdırabı kendine…”
Yağmur olur…
Buz olur…
Buğu olur…
Damla olur…
Yol bulur…
Ne demiştim:
“Yüreğinle”
Göz her şeye takılır.
İstemese de…
Ama;
O istemediğim
bakışı gördüğümde
“Bitersin bende…”
Tekrarı olmaz…
Kapat göz kapaklarını!
Uzat ellerini avuçlarıma!
Bırak o beyaz bastonu!
Uzan
kapısı açık
kalbin sırça köşküne!
“Uyumak,yarı ölüm bilirsin.”
Ruhun geceye emanet…
Rüyalarsa,
umudun yarıda kalmış
açlık hissine
Doya doya …
Yaşıyorsan…
Hatta bir boşluğa düşüp,
birden irkiliyorsan
“deprem gibi”
“Yastığına göm gözbebeğini…”
dön gerçeğine
Sarıl sendeki sen’e
Yaradan’ı gördün mü?
Haşaa!
Kime kurmuşsun seccadeni?
Taptığına…
Ulaşmak için ne olmuşsun?
Ermiş…
Bu makam hangi makam?
Hayret makamı…
Yani;demem o ki:
İster Rabbin’i,ister sevdiğini.
“Körler de sever…”
Belgin Şimşek