

Yine Kasım…
Yine rüzgârın diliyle konuşuyor şehir,
Yine yapraklar, vedanın inceliğini giyinmiş.
Bir köşede solan güneş,
Bir köşede üşüyen hatıralar.
Sokaklar, adını anmadan seni anlatıyor,
Her kaldırımda bir suskunluk;
Belki senin geçmediğin bir zamanı bekliyor hâlâ.
Gökyüzü, bir hüzün perdesiyle örtülmüş,
Bulutlar bile yorulmuş gidişlerinden.
Yine Kasım…
Zamanın kalbinde ince bir sızı,
Yalnızlık, kendi gölgesine sarılmış.
Bir kahve kokusuna sığınsa da insan,
Bilir, ısınmaz içi bir daha o eski gibi.
Bir yaprak düşer,
Ve ben, düşüşünü izlerken
Kendi sesimi duyarım:
“Her şey biraz eksilerek güzel,
Her mevsim biraz sensiz.”
Yine Kasım…
Ve ben, senin gelmeyeceğini bile bile
Kapını çalan bir rüzgâr gibiyim.
Susuyorum… çünkü bazen
En derin cümle, hiç söylenmeyendir.
Kemal Yıldırım