Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Yazar Günsu ÖZKARAR ile Röportaj

Yazar Günsu ÖZKARAR ile Röportaj

Betül FIRAT: Öncelikle hoş geldiniz diyor ve söyleşimizin başlangıcında bir iki cümleyle sizi tanımak istiyoruz. Günsu ÖZKARAR Kimdir?

Günsu Özkarar: Ankara’da doğup, bir süre İsviçre’de yaşamış, sonra İstanbul’a taşınıp, şimdi de Büyükada’da yazıyla kışıyla tam bir Ada hayatı yaşayan bir viyolist ve çiçeği burnunda yazardır. Tek cümlede anlattım sanırım! 🙂

Betül FIRAT: Yazmaya nasıl başladığınızdan ve ne kadar zamandır yazdığınızdan bahseder misiniz biraz? 

Günsu Özkarar: Annem ve babam ayrıydılar, biz annemin ekonomik koşullarından dolayı anneannem ve dedemle yaşıyorduk ve de annem oyuncu olduğu için o yıllarda turnelere giderdi. İlk şiirlerim daha çok onun yokluğunda hem annemi hem babamı özlerken şarkı sözü gibi yazılan şeylerdi. Şu an 37 yaşında olduğumu düşünürsek 27 yıldır yazıyormuşum.

Betül FIRAT: Edebiyat alanındaki eserlerinizden bahsedebilir misiniz?

Günsu Özkarar: Doktora tezimin ve dergilerde yaptığım söyleşilerin kitap olarak basılmasını saymaz isek, Küflü Virgül öykülerimin, Liseli Bir Genç Kızın Şiir Defteri şiirlerimin yer aldığı, İki Kadın ilk novella deneyimim olan, Fil Rüyası ise sahnelenecek ilk tiyatro metnim olan eserlerim. Kasımda da çizgi roman çıkıyor, The HousePet’ten. Her alanda yazmayı deniyorum diyebiliriz bu yelpazeye bakınca… Bir nevi kendimi sınava alanı bulmuşum belki de!

Betül FIRAT: Edebiyat diğer sanat dallarıyla iç içedir. Sizin diğer sanat dallarıyla ilgili çalışmalarınız var mıdır?

Günsu Özkarar: Müziği saymadan cevaplamalıyım değil mi? 12 yaşından beri müzik dünyasının içindeyim çünkü ve yazdığım tiyatro metnine bile ilk yönetmenim Eyüp Emre Uçaray, müzik matematiği ile yazılmış bir tekst demişti.

Diğer alanlara gelecek olursak, İsviçre’den döndüğümde desen dersi, seramik dersi gibi kurslara katıldım. Ama yemek yapmak haricinde gerçekten el becerim yok.

Tiyatro ve sinema ile hep iç içeydim. Sanatın bu kollarının yazmamı etkilediğini hatta birinci elden etkilediğine eminim. Hem sahne düşünmem hem de hayal gücümün gelişmesi açısından çocukluğumdan bu yana izlediğim kaliteli film ve oyunların payı büyük.

Ama ben sanırım daha çok ilhamımı spordan ve doğadan alıyorum. Açık havada yapılan tüm sporlar zihnimi açıyor ve depresif yapıma seratonin yükleyerek çalışmaya devam etmeme yardımcı oluyor.

Betül FIRAT: Edebiyat bildiğiniz üzere “5. Sanat” olarak geçer. 5. Sanatta ne gibi başarılar elde ettiniz?

Günsu Özkarar: Bence tanınmayan bir yazar olarak iki kez kitap fuarına davet edilmem başarı demeyeyim de bir hediye. Diğer hediyeler de bilmediğim insanlar tarafından okunuyor ve güzel feedbackler alıyor olmam. Ayrıca iki değerli antolojide de seçilmiş öykülerim yer almakta… Sanırım küçük başarı lükslerim olarak bunları sayabilirim.

Betül FIRAT: Edebiyatın etiği için ne düşünüyorsunuz?

Günsu Özkarar: Bu çok karmaşık bir konu. Edebiyat kendisinden başka hiçbir şeyden sorumlu değildir çünkü. Yazar da kendi dünyasını ve bakışını yalan dolan olmadan, dolaylı veya dolaysız ama korkmadan ortaya koyabildiği sürece etiktir bence.

Betül FIRAT: Eserlerinizin hikâyesi var mıdır? Nasıl oluştuklarından ve türlerinden bahseder misiniz?

Günsu Özkarar: Bundan yukarıda bahsetmiştim, yani türlerden… İçeriğini merak eden okurlara bırakmak isterim. Yoksa bir reklam bilboard’undan farkımız olur mu?

Betül FIRAT: Bir yazar sanatını icra ederken en çok neye dikkat etmeli? 

Günsu Özkarar: Ölümlü varlıklar olarak bizden sonrasına da bir şey bıraktığımızı unutmadan, bu sorumluluğu alarak sanat yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Bence sanatçının misyonu gününü kurtarmak değil, meselesini sonraki kuşaklara da sunabilmek derdine sahip olmaktır. Hemen üne kavuşmak isteyenler, büyük paraları hayal edenler bana daha çok sanat şarlatanlığı icra ediyor gibi geliyorlar.

Betül FIRAT: Kitaplarla aranız nasıldır? En son hangi kitabı okudunuz? En çok tavsiye edeceğiniz kitap hangisi olurdu?

Günsu Özkarar: Sizce yazan biri olarak kitaplarla aramın kötü olduğu düşünülebilir mi? İyi okumayan yazamaz felsefesine inanıyorum. Çok çalıştığım zamanlar (çocuklara keman, viyola ve piyano dersi veriyorum.) sırf kendimi kaptırıp, dış dünyaya konsantre olmakta zorlanmayayım diye sevdiğim yazarlardan uzak duruyorum.

En son ise, dün Peter Handke’nin Mutsuzluğa Doyum eserini okudum, diline hayran kaldığım için diğer kitaplarına devam deveyim şimdi.

Betül FIRAT: Sizi etkileyen şair, yazar veya sanatçılar kimlerdir?

Günsu Özkarar: Gerçekten çok var, çünkü her dönem bir diğerinden etkilenip, içimde eserleriyle aşk yaşanmışlığım var ama hayatını yazmaya adayanlar etkisinden çıkamadıklarım. Mesela Ursula Le Guin’in Boşa Geçirecek Vakit Yok eserinde yaşlılığını anlatması ya da aynı şekilde Fernando Pessoa’nın da yaşlılığının ele alınması gibi. Hayatlarının her döneminde zihinlerini belgelemiş insanlar bunlar, kıymeti paha biçilmez! Oliver Sacks’ın Benim Periyodik Tablom isimli günlük ari eserini okuyun, ne dediğimi anlarsınız.

Bir de tabi hocam Mario Levi’yi anmadan geçemem. Onun satırları insanı deler geçer ve yaşasaydı hala yeni hikayeleri vardı kaleme almak istediği… Madam Floridis Dönmeyebilir’i her karıştırdığımda yazılmamış satırları düşünmek beni incitiyor.

Betül FIRAT: İyi yazmak için bir formül var mıdır? Yazmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?

Günsu Özkarar: Bunu bana sorduklarında hafif içerliyorum biliyor musunuz? Çünkü herkes kendi özgünlüğünü bulmaz ve kendi iç dünyasına ayna tutmaz ise ben kimlerden ilham alacağım? Kısacası hayır kendini tanımak ve benliğini bulmak dışında bir formülü yok. Tek yardımcı da okumak, okumak…

Betül FIRAT: Gençlerimizi edebiyata ve sanata kazandırmak için neler yapılabilir?

Günsu Özkarar: Kütüphane sayıları arttırılmalı, herkesin evine kitap sokulmalı, özellikle çocuklar okumaya teşvik edilmeli, iyi örnekler gösterilmeli ve sanata özendirilmeliler… Ailede okuyan olmayan çocukların başka örnekler bulmaya ihtiyacı oluyor çünkü!

Betül FIRAT: Sizi okumak isteyen, takip etmek isteyen dostlarımız nerelerden ulaşabilirler?

Günsu Özkarar: Ben aktif olarak İnstagram ve Twitter okuyorum ama her zaman mesajları görmeyebiliyorum. Gördüğüm zaman da maile yönlendiriyorum.

Betül FIRAT: Şu ana kadar sohbetimizi okuyan ve bizlere eşlik eden dostlara son olarak ne söylemek istersiniz?

Günsu Özkarar: Fil Rüyası oyunum kasımdan itibaren BiTiyatro’da oynayacak, gelmelerini ve hikâyeyi bizimle paylaşmalarını çok isteriz.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.