Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Yağmurlu
18°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C
Salı Yağmurlu
14°C
Çarşamba Çok Bulutlu
12°C

Yazar Berkan KAYA ile Röportaj

Yazar Berkan KAYA ile Röportaj
A+
A-

İnadına Kıvırcık Soruyor, Berkan KAYA Cevaplıyor

Merhabalar kıymetli ziyaretçilerimiz. İnadına Kıvırcık Soruyor adlı röportaj serimizin üçüncüsü ile karşınızdayız. Üçüncü konuğumuz benim de keyifle okuduğum, çocuklarıma tavsiye ettiğim; Mağaranın Gizemi, Tılsımlı Hançer ve Yağmur Olmasaydı adlı gençlik ve çocuk kitaplarının yazarı Berkan KAYA. Sorularıma geçiyorum böylelikle Berkan KAYA’YI hep birlikte tanımış olacağız.

İnadına Kıvırcık: Merhabalar Berkan Bey. Öncelikle davetimizi kırmayıp röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkürler. Lütfen okuyucularımız için kendinizi tanıtır mısınız?

BERKAN KAYA: Merhaba değerli İnci Hanım! Rica ederim. Böyle bir imkân tanıdığınız için, teveccühünüz için asıl ben teşekkür ederim.

1976 yılında Düren ’de (Almanya) doğdum. Öğrenim hayatına Türk okulunda başladım, sonrasında Alman okulunda devam ettim. 1984 sonbaharında yurda dönüş yaptım. Memleketim olan Salihli’de (Manisa) ilk ve ortaöğrenimini başarı ile bitirdikten sonra Trakya Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazandım. Üniversite yıllarında, Osmanlıca eserleri dilimize kazandırmak amacıyla akademisyenler nezaretinde çeviriler yaptım. Aynı zamanda bu eserlerle ilgili inceleme yazıları hazırladım. Öğretmenlik hayatına Bursa ilinin Yıldırım merkez ilçesinde Türkçe öğretmeni olarak başladım. Bu süre zarfında ve sonrasında çeşitli tiyatro oyunları yönettim, okul dergileri çıkardım.  Öğretmenliğe halen İstanbul’da, Bayrampaşa’da devam etmekteyim. “Yağmur Olmasaydı” adlı romanım, “Tılsımlı Hançer” ve “Mağaranın Gizemi” adlı öykülerim var. Evliyim, iki evladım var. 

İnadına Kıvırcık: Sıklıkla duyduğunuz bir sorudur belki ama okurlarımız için bir daha cevaplarsanız seviniriz. Yazmaya nasıl ve ne zaman başladınız?

BERKAN KAYA: Yazma hevesim aslında ortaokul yıllarına dayanır ama devamı gelmemiştir. Çünkü destekleyenim olmamıştı o yıllarda. Sonrasında ise üniversitede edebiyat bölümünde okurken hocalarımızın teşvikleri ile başladı. Zaten ilk eserim de üniversitede iken iki yılımı verdiğim bir öykü incelemesi oldu. Yaklaşık yüz sayfa civarındaydı. Fakat bunu baskıya vermedim. Basılan ilk eserim Yağmur Olmasaydı, 2013’te basıldı.

İnadına Kıvırcık: Kitap yazma fikri nasıl ortaya çıktı?

BERKAN KAYA: Edebiyat bölümünü okuduysanız birçok yazar ve şairi tanırsınız. İster istemez sizde de yazma heyecanı doğar. En azından bende öyle oldu, diyelim.

İnadına Kıvırcık: Yayınladığınız kitapların isimlerini nelerdir? Kitaplarınızla henüz tanışmamış okuyucularımız için içeriğinden bahseder misiniz? Kitaplarınızda okurlarınızı neler bekliyor?

BERKAN KAYA: Üç kitabım var şu anda: Yağmur Olmasaydı adlı romanım, Tılsımlı Hançer adlı fantastik/tarihi öyküm ve Mağaranın Gizemi adlı öyküm.

YAĞMUR OLMASAYDI: Hayatta yüzü hiç gülmeyen Müşfik, sürekli umudun peşinde koşmakta fakat her bir umut kederle sonlanmaktadır. Yaşadıklarından dolayı yağmuru sorumlu tutar. Çünkü yaşadığı her kötü olay, yağmurlu günlerde başına gelmektedir. Kitap; içinde şiirsel bir dille yazılmış, eserin ikinci kahramanının duygularını yansıtan günlükler ile daha da okunası bir hâl almıştır. Romanım 7.sınıftan başlayarak tüm üst sınıftaki öğrenciler ve yetişkinler içindir.

TILSIMLI HANÇER: Ayasofya’yı inşa eden Bizans İmparatoru Justinianus, Avar Türklerinden ve diğer düşmanlarından kurtulmak için çareler ararken büyücüsüne başvurur. Büyücüsü Bec Mac Dé ona on adet hançer yapar. Hançerler sayesinde imparatorluk en geniş sınırlarına ulaşır. Zaman akıp geçse de hançere sahip olan Bizans artıkları her yüzyılda Türklerle mücadeleye devam eder. Kahramanlarımızdan bazıları şehit düşer ama dualarıyla cennetten destek verirler Türklere. Eser, fantastik unsurlar içermesi dışında manevî şahsiyetlerimize (Mevlânâ, Yunus Emre, Eyyub Sultan Hz., Somuncu Baba …vb.), önemli tarihî olaylara (Malazgirt Zaferi, İstanbul’un Fethi …vb.), ve bazı tarihî eserlerimize (Ayasofya Cami, Ulu Cami, dehlizler … vb.) de değinerek öğretici bir kimlik kazanmaktadır. Eserim özellikle 6, 7 ve 8. sınıftaki öğrencilerimize daha uygundur.

MAĞARANIN GİZEMİ: Bu eserimdefutbolcu olma hayalleri kuranMahmut adındaki öğrencinin, sınıfa yeni gelen kız sayesinde derslere olan ilgisinin artması; sahilde bulduğu eski bir şişenin içindeki haritaya bakarak bir mağarayı keşfetmeleri ve burasının turizme kazandırılması anlatılmaktadır.  Bu kitabımızın içinde macera, korku, sevgi, yardımlaşma, komşuluk gibi birçok kavramı bir arada bulacaktır okuyucular. Kitap 3. sınıftan 8. sınıfa kadar olan okuyuculara hitap etmektedir.

İnadına Kıvırcık: Yazılarınızı yazarken zorlandığınız anlar oldu mu? Kendinizi nasıl motive ettiniz?

BERKAN KAYA: Tabii ki… Zaman zaman zorlandığımız oluyor. Böyle durumlarda bulunduğum mekânı değiştiririm. Birileriyle sohbet eder, dikkatimi başka yöne çekerim veya bir belgesel izlerken zihnimi dinlendiririm. 

İnadına Kıvırcık: Yazılarınızı kaleme alırken ne tür okumalar yapıyorsunuz? Yazılarınızı üretim esnasında özellikle okuduğunuz bir tür var mı?

BERKAN KAYA: Hangi türde eser yazacaksam o türle ilgili okumalar yaparım. Mesela Tılsımlı Hançer’i yazma esnasında kütüphaneyi aşındırdım, diyebilirim. Bu süreçte tarihî kısımla ilgili olarak Osmanlıyı, Malazgirt Savaşı’nı, İstanbul’un Fethi’ni; kitapta şehit olan kahramanlarla ilgili olarak ölümü ve ahireti anlatan kitapları okudum. Hatta eserin son sayfalarında kaynakça bölümü de vardır.  

İnadına Kıvırcık: Araştırmacı bir kişiliğiniz olduğu söylenebilir o halde. Meslek hastalığı diyelim biz buna. Peki… Kendinize örnek aldığınız, idol olarak gördüğünüz yazar ya da şair kim ve neden?

BERKAN KAYA: Yazılarını örnek aldığım herhangi bir yazar veya şair yok. Olmaması gerekir, düşüncesindeyim. Taklit etmekten korkarım, kimsenin etkisi altında kalmak istemem. Her yazar veya şairin kendi duygu ve düşünce dünyasını yansıttığı bir tarzı olmalı.  

İnadına Kıvırcık: Günümüz yazarlarından kalemini beğendiğiniz yazar ve şairler kimlerdir?

BERKAN KAYA: Günümüz yazarlarından, çocuk kitaplarında başarılı bulduğum için Miyase SERTBARUT; yetişkin kitaplarında polisiye ve korku tarzını sevdiğim için Ahmet ÜMİT derim. Bir önceki sorunuza ek olarak… Bu iki değerli yazarla bağlantılı gerek tarz gerek konu açısından benzer bir eserim yok mesela.   

İnadına Kıvırcık: Yazarken ilham veya motivasyon kaynağınız nelerdir? Biraz bahseder misiniz?

BERKAN KAYA: Benim kaynağım çevremdeki insanlardır. Onların hareketleri, duyguları, davranışları ve zihnimde oluşturduğum hayali kahramanlar birleşince bunlar, eserlerimde yer alan kişiler olarak karşımıza çıkıyor. Öğrencilerimin karakterleri de yardımcı olmuyor değil tabii ki. Yazacağım eserler için konuya uygun kitaplar okuyarak ilham almak da gerekiyor bazen. Okuduğum kitaplardan edindiğim örnekler, çevremdeki kişilerden aldığım öneriler ve yaşantımdan da ilham alarak bunları eserlerime yansıtırım.

İnadına Kıvırcık: Yazmak sizin için ne ifade ediyor? Hayatınızın neresinde yer alıyor?

BERKAN KAYA: Buna yazmak değil de üretmek diyelim. Bir şeyler ortaya koymak ve bunun meyvesini yemek gayet hoş bir duygu. Çünkü eserlerimin okunması ve sonrasında okuyucudan gelen olumlu eleştiriler bana iyi bir yolda olduğumu hissettiriyor, büyük bir haz veriyor. Olumsuz eleştiriler de daha iyi yazmam için beni motive ediyor. Hatta herhangi bir okurun, eserimi beğenmediğini varsayalım. Onu okuması bile benim için yeterlidir. Çünkü kitabıma değer verilip kitabım için zaman ayrılmış.

Sonuç olarak yazma eylemini hayatıma renk veren bir özellik olarak görüyorum.

İnadına Kıvırcık: Kitaplarınızın yayınlanma sürecinizden bahseder misiniz? Yaşadığınız zorluklar nelerdi? Bu süreçte size kimler destek oldu? 

BERKAN KAYA: Her kitabın farklı bir yazım ve basım süresi var, diyebiliriz aslında. İlk eserimin basılması için birçok yayınevine başvurdum. Cevap yazma tenezzülünde bile bulunmadı sağ olsun yayınevlerimiz ama 200 sayfalık bir eser yazmıştım ve bunu mutlaka bastırmalıydım, ne pahasına olursa olsun. Tam hatırlamıyorum ama ilk eserimde sanırım bir ilan gördüm ve onu takip ederek yayıncıya ulaştım. Yazarlıkla ilgili olarak çevre edindikçe yeni kişiler, yayınevleri ile karşılaşıyorsunuz. Eserlerimi daha sonra farklı yayınevlerinde de bastırdım. Bu süreçte bana destek olan dostlarım, öğretmen yazarlar ve mesai arkadaşlarım oldu.

İnadına Kıvırcık: Yazmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?

BERKAN KAYA: Kendilerinde gerçekten yetenek olduğuna inanıyorlarsa bunu mutlaka değerlendirsinler. İlk eserler daima zordur. Fakat yazar adayı, yazdıkça deneyimini artıracak ve kendisini geliştirecektir. Bu unutulmamalı. Yazar adayı iddialı değilse, onu okumak için kimsenin bir nedeni olamaz.

İnadına Kıvırcık: Güzel ve keyifli bir sohbetti Berkan Bey. Röportajınız için teşekkürler. Son olarak okuyucularımıza ne söylemek istersiniz?

BERKAN KAYA: İlginiz için ben teşekkür ederim değerli İnci Hanım. Ülkemizin okuyan, kendini yetiştiren ve geliştiren insanlara çok ihtiyacı var. Kalkınmamızın en önemli aktörü, okuyan insanlarımızın bolluğu olacaktır. Okuyalım, okuyalım, okuyalım.

Bu röportaj için size, yazıyı okuyacakları için takipçilerinize teşekkür ederim. Esen kalın!

İNCİ YILMAZ ŞİMŞEK: Veda vakti geldi.  Sanatla, edebiyatla kalın, hoşça kalın… Edebiyat ve Sanat Meltemi yuvanızda essin…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.