Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
8°C
İstanbul
8°C
Hafif Yağmurlu
Salı Hafif Yağmurlu
5°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
5°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
7°C
Cuma Hafif Yağmurlu
8°C

YAŞASIN DÜŞÇÜ SINIFI!

YAŞASIN DÜŞÇÜ SINIFI!
1 Şubat 2025 22:38
7
A+
A-

Bir ara işaret parmağımda bir yara oluştu ve önce sadece küçücük bir noktayken, zamanla genişeyip kocaman bir şey oldu.

İlk zamanları pek önemsemedim, “geçer gider” diye bekledim ama öyle olmadı. Büyürken, bir de üstüne kaşıntı başladı. Kaşıntı dediysem de, öyle böyle değil. İnanılmaz tatlı bir kaşıntı ve kaşımanın ardından başlayan aynı derecede inanılmaz bir acı.

Sonra bir şey farkettim. Yarayı kaşırken, ardından yaşayacağım acıyı biliyor ama buna rağmen kaşımaya devam ediyordum ve bu durumu çevremizde olanlarla olan ilişkilerimize benzettim.

Aslında, doğru düzgün anlaşamadığımız, uyum sağlayamadığımız, olaylara bakış açımızdan tutun da, yaşam haritamıza kadar tek bir ortak nokta bulamadığımız ne kadar çok insan var hayatımızda. Oysa, bu görmezden gelip, önemli değilmiş gibi yaptığımız “yabancılar topluluğu” bizim kederli halimizin en etkin sebeplerinden bir tanesi.

Elleri ellerimize, gözleri gözlerimize benzemeyenlerle, fikirleri ve eylemleri yanımızdan bile geçmeyenlerle kurduğumuz iletişim, biraz önce size anlattığım parmağımdaki o yaraya benziyor. Derinleşen ilişki, o anda yapayalnızlığımıza iyi geldiği ve yalandan da olsa bir mutluluğa sebep olduğu için, bunun adına yaranın tatlı kaşınması diyebiliriz.

Konuşuyoruz, kaşıyoruz.

Anlatıyoruz, kaşıyoruz.

Paylaşıyoruz, kaşıyoruz,

İnanıyoruz, kaşıyoruz.

Zaman harciyoruz, kaşıyoruz.

Dinliyoruz, güveniyoruz, peşinden gidiyoruz, kaşıyoruz.

Öyle tatlı kaşınıyor ki, kaşıyor, kaşıyor, kaşıyoruz.

Ta ki, sonunda bize ve ruhumuza acı bırakana kadar.

O anda bunu farkına varmış olsak, ardından gelecek acının varlığını bilsek bile, kaşımaya devam ediyoruz. Devam ediyoruz çünkü o yalandan mutlulukları yaşayacağımız acıya değer ya da mecbur sanıyoruz.

İtalyan yazar İtalo Calvino “Beni çevreleyen dünyadan geriye sadece yabancıların oluşturduğu bir kalabalık kalıyorsa bir yalnızlık ve tedirginlik hissediyorum: En iyisi onları da toptan silmek; o zaman kafa yoracak bir şey kalmıyor.” der.

Bunu çoğumuz biliyoruz ama bunu hayata geçirmek de yürek istiyor.

Yapayalnızlığı göze alacak bir yürek!

Böyle bir yüreği ve cesareti taşımayanlar, herhangi bir kabilenin üyesi olmayı, o kabilenin içinde yer edinmeyi ve kuru da olsa kalabalığın gürültüsü içinde kaynamayı tercih ediyor.

Ne yalan yazayım, ben de gençlik yıllarında öyleydim.

Kalabalıklar içimdeki boşluğu doldurur sanırdım. Sonraları, zaman geçtikçe, yaş geçtikçe gördüm ki, mecburi ve anlamsız kalabalıklar, bırakın boşluğu doldurmaya, aksine o boşluğu daha da genişletiyormuş.

O gün bugündür tek başınalığımın cumhuriyetini ilan ettim.

İçimdeki bütün duygular eşit haklara sahip. Hiçbir düşüncem aklıma biat etmiyor, onun önünde diz çökmüyor, kendini bir paket makarnaya, iki çuval kömüre satmıyor. Ruhumun en asi yanları, sırf aklıma aklıma muhalefet ediyor diye, tutuklanmıyor, köşe başlarında başlarından vurulmuyor ya da sürgün edilmiyor!

Tek başınalığımın kızıl bayrağını göndere çekmişim.

Yaşasın Düşçü Sınıfı!

***

Parmağımdaki yarayı kaşımamayı başarınca, geçti gitti.

İnanmadığım ilişkilerin yarattığı sahte mutluluklardan uzaklaştıkça, acılarım da yok oldu.

İkisinden de geriye sadece derin iki iz kaldı.

Şimdi izleri takip ediyorum.

Beni varlığımın muazzam yalnızlığına götüren o izleri.

***

Özünüze rast gelesiniz.

Sevgiyle.

T a m e r D u r s u n

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.