Sen
Sesini tenimde gizlediğim
Adını yüzümün çizgileri gibi ezberlediğim çocuk
Geçmiş gelecek kaygısı taşımayan umarsız âşık
Yalan yanlış dostluklara demir atmış
Ertelenmiş mutluluklara gebe, çâresiz insan
Sen
Bildiği zamanlardan bilinmez zamanlara yürüyen
Sustukça, suskunluğu dağlarda yankılanan, arşı inleten
İnce, kırgın yalnızlığıyla karanlığı ürküten
Kırık dökük düşlerine bakıp bakıp dövünen
Kızdı mı bir ırmak gibi geceye boşalan adam
Sen
Ağladıkça şehri yağmurlara gömen
Aşkın, sevdânın hatrına kendini es geçen çocuk
Sen
Tükenmez yolculuklar boyunca
Yüzü cama dayalı izlediği dağları şimdi sırtında taşıyan yolcu
Sen
Kalbinde ümitler bittiği zaman
Hastalıklı bir geçmiş kırıntısında teselli arayan
Beklentileri uğruna yüreği dağlansa da
Hayata gülüp geçen, aldırmayan insan
Nefes alıyorsam hâlâ
Bil ki YALNIZ DEĞİLSİN
Mihrap YEŞİLGÜL’ün “Öyle İşte” isimli şiir kitabından