Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
24°C
İstanbul
24°C
Az Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
25°C
Salı Açık
28°C
Çarşamba Az Bulutlu
29°C
Perşembe Açık
30°C

YAĞMUR ÇİSELİYOR

YAĞMUR ÇİSELİYOR
29 Mayıs 2025 22:26
6
A+
A-

OSMAN BALCIGİL

400 SAYFA

📖Üç gün öncesine kadar kahvelerde birbirlerine çay ısmarlayan insanlar, aynı komşularının gözlerinin içine bakarak çaldıkları malları evlerine taşıyorlardı.

Üstelik içleri rahat olarak!

Çünkü tam da o anda, yani 4 Temmuz 1980’de Çorum’da geçerli olan düşman hukukuydu. Bu durumda, yaptıkları dinen de caizdi üstelik.

Çoktan çıkarılmıştı o gün süregidecek yağmaya dair fetva sözde din uluları tarafından.

Şimdi de uygulanıyordu işte.

📖Kemanın telini geriyorlar. Tam da kendilerinin istediği anda, kopmasını sağlayacaklar.

📖Belliydi, Çorum’da önemli bir şeyler olacaktı ve bunun arkasında olan herkes, bizzat devlet ya da kendisini devlet yerine koyan birileri tarafından korunup kollanıyordu.

♨️İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu Metin, turist rehberliği yapmaktadır. Kız arkadaşı Ceren’de aynı üniversitede Edebiyat Fakültesi’nde son sınıf öğrencisidir. Metin çalıştığı turizm şirketinden güzel bir teklif alır. Amerikalı bir araştırmacı ile Çorum civarındaki köyleri ziyaret edecekler, halı ve kilimler üzerine bir çalışma gerçekleştirecek olan profesöre üç hafta süre ile eşlik edecektir. Alacağı ücret de hayli dolgundur. Ücretin yüksekliği yanında kız arkadaşı Ceren’in memleketine gidecek olmak Metin’i oldukça heyecanlandırır.

♨️Profesör Trevor ile Çorum’un köylerini gezmeye başlayan Metin, bir süre sonra durumdan rahatsız olmaya başlar. Çünkü profesör halı ve kilimlerle ilgilenmekten ziyade gittikleri köylerde garip sorular sormakta, Alevi-Sünni köylerini tesbit eden bir inceleme yapmaktadır. Ve olaylar işte tamda burada başlar.

♨️Sayın Osman Balcıgil’in akıcı anlatımı ile tarihi olaylara sadık kalınarak kaleme alınmış bir dönem romanı eşlik etti bize bu ortak okumamızda. Değerli yol arkadaşlarım sevgili Bahar ve Mercanca Kitaplar ‘a çok teşekkür ediyorum bu hüzünlü ve zorlu yolculukta bana eşlik ettikleri için. 💕💕1980 darbesine doğru adım adım ilerleyen memleketimizde yaşanan acılara bir kez daha şahitlik ettik ne yazık ki. Kahramanmaraş ve Malatya olaylarının ardından Çorum’da yaşanan acılar. Kardeşin kardeşe düşman edilişi, sokaklarda oluk oluk akan kan, ülkenin üstündeki kara bulutlar. Çok söze gerek yok aslında. Uçurumun kenarındaki Türkiye, asla unutulmaması gereken acılar, karanlık güçlerin hain planları ve yine mutlaka okunması gerekn bir eser.

📖O gece sıkılan kurşunlarla Kıbrıs fethedilirdi. (Milliyet gazetesi 15.07.1989/ 29 Mayıs 1980 gecesi Çorum’da yaşananları anlatan bir vatandaşın ağzından )

📖Uygun görürseniz, bundan böyle, Türkiye’de Müslüman kartını oynayacağız. Biliyorsunuz RAND’ın (bir araştırma şirketinin kısaltması) bu yolla geliştirdiği bir kavram var. Ilımlı İslam. Afganistan’da kullandığımız bu kavramı, yakın bir zaman zarfında Türkiye’de de kullanmaya başlayabiliriz.

📖ABD/NATO ile ilişkili Gladyo ile bağlantılı, devletin kılcal damarlarına kadar girmiş ajanlar, kriptolar ve uzantıları, ihtilal şartlarını olgunlaştırmak için sansasyonel cinayetler, bombalı katliamlar ve kitlesel provokasyonlar meydana getirmişlerdir. Abdi İpekçi suikastı, Gün Sazak’ın şehit edilmesi gibi (Araştırmacı ve yazar Hakkı Öznur’un açıklamasından)

📖Türk ordusunda hakim olan damarın Kemalist olduğunu dünya alem biliyordu. Bu da son tahlilde antiemparyalist ve laik olma anlamına geliyordu. Bu iki değerle at başı giden üçüncü değer milliyetçilikti.

Türk ordusu milliyetçiliğe, ırkçılıktan farklı bir anlam yüklüyordu. Askerin milliyetçiliği, daha çok vatanseverlik olarak okunmalıydı. Ordu, ırkçı olmadığı gibi mezhepçi de değildi.

Zaman içinde CIA’in, Pentagon’un, Beyaz Saray’ın en başta gelen hedefi Türk Ordusunu Kemalist çizgiden ayırmak olacaktı.

ABD’li analistler, daha ırkçı, daha dindar, daha mezhepçi bir ordunun hem Türkiye coğrafyasında hem de Ortadoğu’da işlerine çok daha fazla yarayacağının farkına varmaya başlamışlardı.

📖En çok yaralandığım, bunu bize yapanların yıllarca elimizden su içen, susadığımızda kapılarını çaldığımız komşularımız olması. Nasıl yapabildiler, nasıl işleyebildiler bu günahı?

📖Dünyanın 68’liler olarak adlandırdığı kuşağın Türkiye versiyonu ABD ve Avrupa’dakilerden farklı bir yol izledi. Hippilikle, çiçek çocukluğuyla dalga geçip, kendilerine Che ve Castro gibi devrim üretmiş sosyalistleri örnek aldılar. 1971’de, Türk kontragerillası bu damarı kestiğini zannetti. Farkında olmadığı, bu kuşağın geride bir efsane bırakarak sahneden çekilmiş olduğuydu.

LÜTFEN KİTAP OKUYALIM!!!

Arzu ORTAÖREN

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.