Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
24°C
İstanbul
24°C
Parçalı Bulutlu
Salı Yağmurlu
19°C
Çarşamba Çok Bulutlu
18°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
17°C
Cuma Hafif Yağmurlu
20°C

TÜRKİYE’DE YAZAR OLMAK

TÜRKİYE’DE YAZAR OLMAK
29 Eylül 2025 13:06
24
A+
A-

Türkiye’de yazar olmak, kalemi bir ekmek bıçağı gibi eline almak demektir; kimi zaman açlığını bastırır, kimi zaman karanlığı yarar, kimi zaman da yaraya pansuman olur. Bizim topraklarımızda yazarlık, yalnızca kitap sayfalarına dizilmiş sözcükler değildir; koca bir toplumun çığlığıdır, sessizliğinin yankısıdır, umutlarının hayale bürünmüş halidir.

Her çağın yazarı, aslında kendi devrinin aynasıdır. Namık Kemal hürriyet diye haykırırken, Nazım Hikmet bir sürgün odasında bile geleceğin türküsünü yazmıştır. Halide Edib, kalemiyle cepheye koşmuş, Sabahattin Ali, sözcükleriyle zincirleri zorlamıştır. Onlar bize gösterdi ki; yazarlık, yalnızca bir meslek değil, varoluşun ateşten sınavıdır.

Bugün de değişen pek bir şey yok. Evet, teknoloji sayesinde basmak kolaylaştı, ama kalemin yükü hafiflemedi. Yazar, hâlâ kendi alın teriyle hayatta kalmaya çabalıyor; çoğu zaman geçimini başka işlerden sağlıyor. Kitap raflarda belki birkaç hafta kalıyor ama yazarın çilesi ömür boyu sürüyor. Sansür gölgesi hâlâ tepemizde, ekonomik kaygılar omuzlarımızda, ilgisizlik ise sessiz bir yara gibi içimizde büyüyor.

Ama bütün bu engellerin ardında bir gerçek var: Yazmak, insanın kendisine ve insanlığa borcudur. Çünkü yazı, bir köprüdür; bireyle toplum arasında, geçmişle gelecek arasında, hayalle hakikat arasında. Kalem kâh bir çocuğun hayaline dokunur, kâh bir işçinin alnındaki teri anlatır. Yazmak, insanı insana yaklaştırmanın en insancıl yoludur.

Türkiye’de yazar olmak işte böyle bir yolculuktur. Çoğu zaman yalnız, çoğu zaman yaralı, çoğu zaman da anlaşılmamış… Ama inadına direnen, inadına üreten, inadına kalemi elinden bırakmayan bir yolculuk. Çünkü biliriz ki; söz uçar ama yazı kalır. Ve kalem, hâlâ insanın kendini ve dünyayı değiştirebildiği en güçlü silahtır.

Süleyman Güzel

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.