

Gözlerimizde anlatılamayan hikâyeler,
Dudaklarımızda söylenemeyen sözler…
Bir yolculuk başlıyor;
Sessiz, derin, bir bilinmeze doğru.
***
Adımlarımız ağır, yollar uzun.
Her adımda bir umut arıyoruz,
Ama umut, bizimle birlikte kayboluyor.
Kimse bilmiyor adımızı, kimse tanımıyor yüzümüzü.
Var olmanın en zor yanı budur:
Görünmemek, duyulmamak, unutulmak.
***
Karanlık bir odada kapalı kalmışız gibi,
Işık sadece uzakta, dokunamadığımız kadar.
Bir hikâye var ama anlatmaya cesaretimiz yok,
Çünkü anlatılmamış acılar, suskun yaralar.
Bir köprü kurmaya çalışıyoruz geçmişle,
Ama her köprü kırık, her yol kapalı.
***
Bir bakış, bir dokunuş, bir kelime yeterdi aslında,
Ama hep sessizlik var, hep boşluk.
Bir çocuğun ilk ağlayışı gibi saf,
Ama kimse duymuyor, kimse fark etmiyor.
***
Duyulan Sohbet:
“Nasılsın?” diye soranlar var ama,
Gerçekten bilen yok içimizde ne fırtınalar estiğini.
***
Dışarıdan bakınca her şey yolundaymış gibi,
Ama bizde kırık dökük anılar, yarım kalmış hayaller var.
***
Konuşuyoruz, ama kelimeler hep eksik,
Duyulmayan bir şarkının melodisi gibi.
Bir araya geliyoruz, ama herkes kendi dünyasında,
Birbirimizi dinlemiyoruz, birbirimizi anlamıyoruz.
***
“İyi misin?” diye soruyorlar,
Oysa içimizde fırtınalar kopuyor,
Anlatmak istiyoruz ama kelimeler yetmiyor,
Susuyoruz, çünkü anlaşılmak zor.
***
Sessizlik bazen daha ağır geliyor,
Çünkü sessizlik içinde kayboluyoruz.
Bir dostun sıcaklığına, bir yoldaşın desteğine,
Bir kelimenin samimiyetine hasretiz.
***
Sohbet ederken, aslında yalnızız,
Her cümlenin ardında saklı bir hüzün,
Her tebessümün altında kırgın bir yürek var.
Belki de en zor olan bu:
Birlikte olmak ama yalnız hissetmek.
Hale Aşkın