— Yayla rüzgârında iğde kokumsun, Desem sana bilmem doğru olur mu? Ben dalgada deniz, sen bende kumsun, Martılar uçursam seni bulur mu? *** İlmihâl mızrağı batar döşüme, Serçe eti damağımda panzehir. En yüce alkışı salma düşüme, Sen bende Zühre ol, ben sende Tâhir. *** Başıma atılan taşıdır körün, Ne diyeyim...
Devlet konservatuarını bitireli yaklaşık iki yıl olmuştu. İdealist bir oyuncu adayıydım ben de ilk başlarda, bu mesleğe ilk adım atan her oyuncu gibi. Oysa hayaller ve gerçekler ayrı ayrı yaşıyordu, tıpkı Sezen Aksu’nun şarkısında olduğu gibi. Şehir tiyatrolarının açmış olduğu yetenek sınavını da kıl payı kaçırmıştım. Ailemden ayrı yaşıyordum ve...
Bilgince acılanmaları olur, pişirir benliği Delirim sevmelerin. Allık sürülmüş sanki sarkaçlarına saatin. Vaktin en güzelleri senle olur da eritir kalbi. Bir kuytuda bırakırım sonra Yosun tutmuş zembereği. Bin baharı bir bahara sığdıran sevi virtüözü Şerbet akıtan oluklarına kelimelerin. Bulutlarımın meleği, Ra’d gibi şimşek çaktırası sözün özü, Senin bende yer edişin....
Güneşe perdeler çekip baharı kararttılar. Helal ekmeğimizi al kanlara doğradılar. Yüz kişilik gemiye beş yüz kişi sığdırdılar. Topyekûn bir milleti ölüme yolladılar. Her Mayıs’ta depreşiyor yüreğimde bu acı, Unutma ey Kafkasyalım hepimizin bu sancı. Her Mayıs’ta depreşiyor yüreğimde bu acı, Unutma ey Kafkasyalım senin işte bu şarkı. Tazecik gelinleri yağlı...
Gitmeliyim Ömrümün kaçan zamanını yakalamak için bir yerlerde Körleyip şu ipe sapa gelmeyen kalbimi bir süreliğine Gitmeliyim Hiç kimselerin tanımadığı, bilmediğim uzak bir şehire. Tek celsede boşayıp dünyayı Kendi halinde , boşvermişliğin kuş tüyü hafifliğiyle Gitmeliyim Yok sayın beni Unutu verin suretimi Bırakın da kendime ettiğim eziyetlerle yüzleşeyim Bırakın da...