Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
19°C
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
9°C
Salı Parçalı Bulutlu
12°C

Sihrin Yoku Kitabı

Sihrin Yoku Kitabı
23 Ocak 2023 21:45
394
A+
A-

Evvel zaman içinde insanoğlu, doğa ve onun döngüleri ile uyum içinde yaşarken, birgün toprağı ve hayvanları esir alıp şehirler inşa etmeye ve güneş ışığının kısıtlı girdiği beton yığınlarının içerisinde yaşamaya başladı ve üstelik buna da “medeniyet” adını verdi.

Ama o gün bugündür de, ruhsal bedeller ödeyerek depresyon, anksiyete ve diğer birçok psikolojik hastalıklarla uğraşmaya başladı.

İnsanoğlunun içine düştüğü ruhsal açmazın çaresinin ipucunu ne güzel veriyordu eski bir Çin atasözü; “Kalbinde yeşil bir ağaca yer verirsen, ötüşen kuşlar konar kalbinin dallarına.” diyerek…

Bu atasözü hoşuma gidince biraz araştırdım ve gördüm ki, ruhların yaşam ağacı dallarına konmuş kuşlarla simgelenişi Hint metinlerinde de mevcut. Örneğin, ruhların bedenden bedene göçen göçmen kuşlara benzetildiği Upanişadlar’da bulunan bir sembolizmde, yaşam ağacına tünemiş iki kuştan biri meyveyi yerken, öbürü bakar ki, bu iki kuştan meyveyi yiyen “reenkarne olmuş aktif haldeki ruh”u, öteki kuş ise bedensiz ruhu simgelemekte.

Pers ve Zerdüşt efsanelerinde gezindim biraz… Orada da kudretli Gaokerena ağacı, yenildiğinde iyileştirici özelliklere sahip olan ve ölülerin dirilen bedenlerine ölümsüzlük veren efsanevi bir bitki olarak karşıma çıktı.

İskandinav mitolojisine bakınca, evreni oluşturan üç tabakayı birbirine bağlayacak şekilde tasvir edilen ağaca “Yggdrasill” dendiğini öğrendim.

Araştırmaya devam ettikçe, ağaç mitine, kökeni tarih öncesi denilen devirlere kadar uzanan; başta Asya şamanist gelenekleri olmak üzere, pek çok gelenekte de rastladım.

Tüm bu geleneklerin ve inanışların içinde dikkat çekici olan; ağacın genel anlamda Tanrı’ya ulaşmanın ve onunla iletişimin sembolü olarak görülmesiyken, aynı zamanda da “yaşam, hayat, canlılık, ölümsüzlük, doğurganlık, şans, bolluk, bereket, sağlık” gibi pek çok anlama da işaret etmesiydi.

https://www.truvaedebiyatdergisi.com/…/shinrin-yoku…

Serhan Poyraz

ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.