Her insan kalbini,ruhunu kıskıvrak sarmalayan bir tutkuya ipotekli… Yutamadığı,yutkunamadığı, yol bilmez,yokuş inmez, bilinmeyen,düşünülmeyen sindirilmeyen,söndürülmeyen dünya koğuşunun gaflet direğinde sallanmaya niyetli… Büyüsüne, rengine, ahengine, kokusuna bu yanış… Aslında yaralanmaya,yakalanmaya, bilhassa uğurlanmaya,hırpalanmaya öyle hazır ki ve öylesine istekli ki… “Bir yaprak düşmüş yüreğinin levhasından tek satır yazılmamış…” “İrkilmiş, titremiş, ayaklarının ucuna düşen...