Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Çarşamba Çok Bulutlu
18°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C
Cuma Az Bulutlu
20°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
17°C

LATERNA

LATERNA
23 Nisan 2025 00:06
8
A+
A-

Gece, şehrin sokaklarında derin bir sessizlik içinde kaybolurken, bir sokak lambasının zayıf ışığı, karanlığı delip geçiyordu.

Bu lambanın etrafında, hayâlet gibi, öylesine yalnız, öylesine ürkek bir kuş gibi yürüyordu.

Firuzan, uzun zamandır kaybolmuş bir umut gibi, her adımında bir parça daha azalıyordu.

Gecenin bu kör karanlığında, tek ışık kaynağı, ileride gördüğü küçük bir laterna olmuştu. Laterna o kadar eskiydi ki, her yanını saran pas tabakaları zamanın izlerini gösteriyordu. Uzaktan  da olsa, umut veren  bu ışık, içindeki küçük ateşiyle bir cana sahipti. Firuzan, ışığın yanına yaklaşıp gözlerini yavaşça ovuşturdu. Işığın sıcaklığına karışan soğuk rüzgarın usul usul   teninde gezinmesini hissetti.

Laterna, her ne kadar eski olsa da, bir zamanlar şehrin en parlak ışığıydı. Herkes onun etrafında toplanır, gecenin karanlığında bir umut ışığına sahip olmanın huzurunu yaşarlardı. Ama şimdi, yalnızca zamanın unutulmuş bir hatırası olarak duruyordu. Işığı ise her geçen gün biraz daha azalıyordu.

Firuzan, bir an için Laternanın başında etrafına bakınarak, derin derin düşündü. Hayat da öyle değil miydi? Bir zamanlar parlak olan umutlar, yaşanan kırgınlıklarla kararmıyor muydu? 

Firuzan, birkaç saniye sonra, gözlerini laternaya doğru çevirip, onun ışığının halâ  etrafını aydınlattığını fark etti. Bir an bile olsa, karanlıkta yolunu bulmasına yardımcı olacak bir ışık vardı. 

Belki de, insanın içindeki en derin karanlıkta bile bir umut ışığının yanması gerektiğini hatırlatan bir simgeydi bu.

Firuzan, ışığın etrafında dans eden ışık hüzmelerşni izlerken, geçmişin gölgeleriyle yüzleşmeye başladı. 

Geçmişi, zamanın dar sokaklarında kaybolmuş hatıralarla doluydu. O eski umutlar, o parlak ışıklar, bir zamanlar bu şehri aydınlatan sokak lambaları gibi, artık solmuş ve kaybolmuştu.

 Ama bir şey vardı; o eski ışığın sönmesinin ardından bile, halâ hafızasında bir iz bırakmıştı. 

Firuzan, içindeki karanlıkta, o solgun ışığın, en umutsuz anlarında bile bir şekilde yanmaya devam ettiğini fark etti.

Bir zamanlar, o ışığın etrafında toplanan kalabalıklar, şimdilerde loş sokaklarda yalnız başlarına yürüyorlardı. Herkesin içindeki yalnızlık, tıpkı bu eski laterna gibi, birer paslı figür olmuştu. 

Yalnızca eski bir hatıra, bir zamanlar var olmuş bir şeyin izleri olarak kalmıştı. Ama yine de, o ışık, bir an için bile olsa, kalplerinde bir umut uyandırıyordu. 

Firuzan, adımlarını biraz daha hızlandırarak laternaya daha da yaklaştı. Soğuk rüzgarın, donmuş tenine dokunuşu bir yanda, diğer yanda ise, ışığın sıcaklığıyla birleşen bir hüzün vardı içinde.

O eski lâmbanın yanına vardığında, bir süre sessizce durdu. Işığın titrek alevi, sanki zamanla yarışır gibi yanıyordu. Her an sönmeye, her an kaybolmaya mahkûmmuş gibi. Ama o an, Firuzan’ın zihninde bir düşünce belirdi: “Belki de asıl güç, ışığın kendisinde değil, onu tutmaya çalışan iradede gizliydi.” 

Yavaşça oturduğu yere çömeldi. Bir an, gözlerini kapatarak sadece Sessizliğin seslerini dinledi. Şehrin geceye karışan uğultusu, uzaklarda bir yerlerde duyulan birkaç araba sesi ve rüzgârın hışırtısını hissetti. 

Bir zamanlar bu sesler ona güven verirdi. Ama şimdi her şeyin boşluğu, bir ağırlık gibi üzerindeydi. Yine de, o ışık, hemen önündeydi. Sönmüş gibi silik görünse de bir şekilde varlığını sürdüren bir simgeydi. 

Firuzan, bir an düşündü. Karanlıkta bile bir ışık olabilir miydi? Bir insan, bir zamanlar kaybolmuş olan umutlarını yeniden bulabilir miydi? Geçmişin karanlık gölgeleri, geleceğe dair umutsuzluklar… Hepsi birbirine karışmışken, içindeki o ışık halâ bir yerlerde yanıyor muydu? 

Bir süre sonra, daha da derin bir huzursuzluk sardı içini. Bir zamanlar kendisine güven veren tüm o ışıkların yerini, birer karanlık düşünceler almıştı. Ama o eski laterna, sanki ona bir şey söylüyordu: “Kendini kaybetme sakın. Halâ burada, halâ önünde duran bir ışık var. Belki şimdi sönecektir, ama her sönüş, yeniden doğacak bir ışığa gebedir. Umutsuzluğa kapılma, karanlık geçici, ışık kalıcıdır.”

Firuzan, o eski laternaya bir kez daha bakarak gülümsedi. Gözlerindeki derin hüzün, bir nebze de olsa hafifledi. Belki de hayatın anlamı, o ışığın sönmemesiyle, karanlığın ne kadar derin olduğuyla değil, insanın içindeki o küçük ateşi, sonuna kadar koruyabilmesiydi. 

Gecenin karanlık sokakları, ona bir kez daha hatırlatıyordu: “Gerçek ışık, hiçbir zaman tamamen kaybolmaz.” 

Firuzan, derin bir nefes alarak ayağa kalktı. Gözleri, eski laternaya son bir kez daha bakarken, içinde bir değişim hissediyordu. O an, hayatının en karanlık dönemlerinden geçiyor olmasına rağmen, bir umut ışığı halâ vardı. Işığın sönmesinin ardından bir zamanlar hissedilen karanlık yerini, farklı bir farkındalığa bırakmıştı.

O eski ışık, ona geçmişin ağırlığı kadar, geleceğin de belirsizliğini hatırlatıyordu. Ama belki de bu, bir anlam taşıyordu. Belki de her karanlık dönem, bir şeyleri yeniden bulmak için gerekliydi… 

Issız sokaklarda, yalnız başına yürürken, geçmişin ona sunduğu hatıralarla yüzleşti. Kaybolmuş bir zamanın, tükenmiş umutların ve terkedilmişliklerinı  yüküyle ilerlemek, o eski ışığın yanındayken daha bir belirginleşti. 

Ama şimdi, o eski ışık, sadece geçmişin değil, aynı zamanda bir yeniden doğuşun da simgesiydi. Firuzan, sadece sokakları değil, aynı zamanda içindeki karanlıkları da aşmak için bir adım atmaya karar verdi.

Her adımda, yavaşça ama kararlı bir şekilde, daha önce kendisine kaybolmuş gibi gelen o umut ışığını içindeki bir köşeye yerleştirmeye çalıştı. Hayatının bir döneminde içindeki ışık tamamen sönmüş gibiydi. Ama sonra fark etti ki, bazen bir ışık, çok uzaklardan bile, çok küçük bir kıvılcımla tekrar aydınlanabilirdi. 

Bir zamanlar kocaman bir ateş gibi parlarken, şimdi sadece bir kıvılcım olsa da, o kıvılcımın da bir anlamı vardı. 

Firuzan, o eski sokak lambasına bakarak, artık sadece geçmişin karanlık izlerini değil, geleceğin umutlarını da hissediyordu. İleriye doğru yürürken, her bir adımda içindeki gücü biraz daha hissediyordu. 

Işıksız kalmış bir dünyada, sadece bir kıvılcımın bile bir yol açabileceğini fark etti. Ne zaman umutsuzluğa düşse, ne zaman yolunu kaybetse, o eski laterna ona hatırlatacak. “Sonsuz karanlık yoktur; ışık her zaman geri döner.”

Bir zamanlar kaybolmuş gibi hissettiği umut, şimdi bir gerçeklik halini alıyordu. Şehirdeki sokaklar, yalnızca karanlıkta kaybolmuş bir geçmişin değil, yeniden doğan bir geleceğin izlerini taşıyordu. 

Firuzan, kendi içindeki karanlıkları, kırgınlıkları ve kayıpları kabul etti. Ama onlardan kaçmak yerine, ışığın olduğu her yeri, her anı, her kıvılcımı takip etmeye karar verdi. 

Geçmişin gölgeleri, bir zamanlar onu yavaşça tüketmiş olsa da, artık onlara olan bağlılığı son buluyordu. 

Geceyi tamamlayan son ışık, kaybolan bir umut değil, aksine, tükenen zamanın içindeki direncin bir simgesiydi. Firuzan, bir sonraki adımını atarken, artık yalnızca kaybolmuş değil, yeniden doğmuş hissediyordu. O eski laterna, sadece geçmişin değil, aynı zamanda geleceğin de bir ışığıydı. Gecenin karanlıkları, artık onun için yalnızca bir başlangıçtı.

Şehirdeki sokaklar sessizdi, ama Firuzan’ın içindeki o küçük ateş, yavaş yavaş parlamaya başlamıştı. Bir zamanlar kaybolmuş gibi görünen her şeyin, aslında birer adım, birer ışık kaynağı olduğunu fark etti. 

Geceyi takip eden sabahın ilk ışıkları gibi, her şey yavaşça yeniden doğuyordu.

Firuzan, karanlıkta kaybolmuş bir umut değil, yeniden doğan bir ışık olarak yürümeye devam etti.

Hale Aşkın

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.