Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
12°C
İstanbul
12°C
Az Bulutlu
Perşembe Az Bulutlu
14°C
Cuma Parçalı Bulutlu
16°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
17°C
Pazar Çok Bulutlu
18°C

KULAKLIK

KULAKLIK
21 Kasım 2024 11:13
7
A+
A-

Bir kulaklık sarkıyor böğrüne,

Firari vicdan ,

Bölüne bölüne takside.

Ödemesi bitmez sanki bu hukuksuzluğun,

Zor değil bunu anlamak;

Lakin steteskop bozuk düzen.

Eziliyor böcek ayak ucuyla,

Çığırtkan acılarıma dilin suskun.

Kalp atmıyor gibi atıyor,

Helallik istiyor gece öldürürken.

İlk aktarma istasyonunda ,

Aktardığım kadarını bırakıp sana ,

İnmeliydim vagondan.

Çünkü aşk sandığın şey senin

İbaret külçe külçe cefadan.

Fedasız bir uğraş ..

Renksiz solumaları var ciğerinin.

Sorup soruşturmadan canhıraş,

Yak ruhumun direğini.

Birkaç damla gözyaşı içerken kirpiklerinden,

Belki demiştim vardır nasibin,

Bu kıyassız nevaleden.

Acıyı tatlı gösteren, ey yalan devran,

Seven kalp ki kaçmaz asla masraftan.

Primi pahasızsa da sevmelerin,

Ayrılık, yine koyu bir kahır semeresi.

Sana kalan çekin,

Bilmiyorsun ama geçmiş vadesi.

Bu yüzdendir belki de, iflası kalbinin.

Yekûn bir eza,

Yaktığım ağıtların bakiyesi.

Meçine değiyor elin.

Sana, gölgende çuvallayan zehir hakeza;

Bana boğulma nöbetleri peşpeşe.

Bir bit yeniği kıskacındaydı endişe.

Zafer sarhoşu vesvese.

Çek git

Ve bakma bir daha bu enkaza!

Umursamayacaksın hiçbir zaman

Gözyaşlarımı artık,

Nasıl da rahatça değiyor başın yastığa haliyle.

Kolaçan ediyorum yüreğini , tık yok!

Korkunç bir düdük,

Bekçi yok,

Bozuk bir akort,

Müzisyen yok.

Ortada kaprissiz bir kurban,

Seçili yıldızlardan,

Aşikar bir kuruntuya kalakalmış meydan.

Bu hiçlik, hiç de değil makul.

Kapalı duyargalar arasında,

Hevesim maktul.

Markası ölüm olan döşemeler,

Firma sahibi soğukluk.

Bir elim sarkıyor tabuttan,

Diğeri kurcalarken tavrını.

Apar topar takmalısın kulaklığını.

Sürgüler inmeli, dökülmeli sürmesi

İnsafsızca duraksamanın.

Zift sızdırıyor kahvedanlık,

Derli toplu bir tapınma dünyaya,

Boşu doldurma keşmekeşliği, dikkafalılık..

Farkında değilsin , bu bir pusu, tehditkar.

Kapıdışarı edilen emsalsiz sevda,

Yazık!

Gelişlerim artık ıkına sıkıla hülyalarına,

Bu kadar künt mü burçlar,

Urgan geçirdiğin bu rüyayla başlamıştı ilkin,

Bu muazzam borazan çalmaya!

Mayası çalındı yitikliğin.

Son viraj,

Devrildi bir sevdakeş hayat.

Önce aygın baygın bakış,

Sonu savsaklama,

Sonsuz paylayış…

Benimki her vakit rindane, alenen;

Eğlenceli bir infaz seninki,

Heba ediş

Habis zevke tercihen..

YUSUF GÖKBAKAN

ETİKETLER: , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.