Ninem yedi yaşındaymış düşman girince Maraş’a,
Çıkmış her bir tarafta gürültü, kavga ve kargaşa,
Ermeniler oluvermiş hemen Fransızlara maşa,
Yanmış evlerinle birlikte ciğerin, yüzün Maraş.
Önce İngilizler gelmiş çiğnemişler toprağını,
Koymamışlar ağaçlarında dalları ve yaprağını,
Kırmışlar kolunu, ellerini ve de parmağını,
Talan etmişler de bağını bahçeni güzün Maraş.
Ermeniler de düzen kurmuşlar türlü türlü hile
Fransızlar gelince karşılamışlar coşku ile,
Vurmamış Abdal Halil davuluna bir tokmak bile,
Nasıl da güzeldir senin yokuşun ve düzün Maraş.
Alemi İslam’a hitap eden Sayın Kısakürek,
Bu acıya nasıl dayansın söyle bu koca yürek,
Ellerimizde baltalar, sapan, kazma ile kürek,
Dikti bayrağını kale burcuna özün Maraş.
Rıdvan Hoca Ulucami’de demiş ki vakit tamam,
Ben bu gün sizlere Cuma Namazı’nı kıldıramam,
Esaret altındayken ben daha fazla yaşayamam,
Hepsi de mert imiş, erkeğin, kadının, kızın Maraş.
Sütçü İmam çıkar ortaya haykırır bre gafiller,
Halkın zaten perişan olmuş hepsi de sersefiller,
Karıncayı ezmek için gelmiş sanki koca filler,
Temizledin, düşmanı kovdu şehirden hızın Maraş
Gönderdi Büyük Millet Meclisi madalyayı sana,
Kafa tutarak meydan okudun sen koca cihana,
Yedi Şubat yetmiş üçte kavuştun da Kahraman’a,
Yapma değil gerçek Kahramansın sen Kahramanmaraş.
Yüz yıl önce bugün yazmıştın sen tarihi destanı,
Çileli Aşık Murat’ım incitme şehit atanı,
Vermedin haine ve düşmana bu cennet vatanı,
Sonradan olma değil gerçek Kahramansın sen Maraş.
3.11.2019 Ç.A.M (Murat ZENCİR)