İŞGÜZAR ŞUBATLANIŞLAR
Yusuf Gökbakan
…
Durduk yere şubatlanmıyorum herhalde;
Pısırık bu temmuzların hepsi!
Kaktüs, her mevsim kaktüs işte;
Rüzgar her mevsim pejmürde!
Gözler ola ki köz ola da
Isıtmayı bilmeye!
Çok kumsallar yitirdim çok,
En çok albatros güldü halime,
Başım sinene düştüğünde..
Yanağında buz,
Kirpiğin var ki muhteris
Zemberekte titreyiş, yorgun yorgan;
Atlası ne de güzel öperiz!
Bu akşam Nisan merasimi var, dedi
İşgüzarın teki;
Yalanmış biraz da dolan!
Taşralı bir şaire tuzak, dalavere, oyun..
Çıngırağına susturucu takmış bir yılan densizliği..
Anadolu kokan bu yürek nasıl sever safî,
Nasıl kabarır aşık şairin yürek tozu bozkırda
Belli ki daha önce,
Hiç tecrübe etmemiş..
Şubatlanmak Ocak yandıktan sonra olur illaki,
Bir yangında alenen olur kül siperi
Bunda kaç hikmet saklı acep,
Neylesem ki o idraksiz,
Bir nebze fark edememiş!
Neonlar dumura uğratmayagörsün bir kez kalbi!
Gerçek kıyametmiş, soluk meneviş…
Musalla ibretlik ,
Eylüller kaçınılmaz,
Sürklasedir kibrin her nevi..
Fayda etmeyen niyaz..
Sev sen yine de sev, geç denmeden vakte,
Şubatlanışımı , nisanî hallerimi, temmuz düşlerimi!
Sevmelerde saklı, kelebeğimsi imtiyaz.
Oysa bende hâlâ,
Sema netemesiz,
Sayfalar origami,
Keman tiz!
Mavi yetim,
Mızrap ikircikte
Sürgüde bekliyor filiz!