İnadına Kıvırcık Soruyor, Öğretmen Yazar Fatih KADERCAN Cevaplıyor

İnadına Kıvırcık Soruyor, Öğretmen Yazar Fatih Kadercan Cevaplıyor

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK: Merhabalar kıymetli ziyaretçilerimiz. ESANMEL, Edebiyat ve Sanat Meltemi Sitesi olarak yine edebiyat ve sanatla harmanlanmış harika bir röportaj ile karşınızdayız. İnadına Kıvırcık Soruyor adlı röportaj serimizin dokuzuncusu ile karşınızdayız. Dokuzuncu konuğumuz öğretmen yazar Fatih KADERCAN, kendisi hem başarılı bir öğretmen hem de başarılı bir yazar. Evet… Şimdi sorularıma geçiyorum böylelikle Fatih KADERCAN’I hep birlikte daha da yakından tanımış olacağız. Tekrar, merhabalar sevgili meslektaşım ve kalemdaşım Fatih KADERCAN. Öncelikle davetimizi kırmayıp röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkürler. Lütfen okuyucularımız için kendinizi tanıtır mısınız? Fatih KADERCAN kimdir?

Fatih KADERCAN: Fatih KADERCAN 1974 yılında Ankara’nın Kızılcahamam ilçesine bağlı Kırköy köyünde doğdu. İlkokulu köyünde bitirdikten sonra ortaokul ve lise tahsilini Kızılcahamam da tamamladı. Ortaokul ve lise tahsilini sürdürdüğü sırada baba mesleği olan terzilik mesleğini öğrendi.

 Lise öğreniminden sonra Gazi Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Tarih Öğretmenliği bölümünü kazandı. Üniversite eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul Pendik Esenyalı Turgut Reis İlköğretim Okulunda sosyal bilgiler öğretmeni olarak göreve başladı. 2001 yılında ressam öğretmen Remzi Akçay’ın atölyesinde resim sanatıyla tanıştı. İstanbul’da kişisel ve karma sergilere katıldı.

2007 Yılında Ankara Yenimahalle Şehit Mahmut Özdemir İlköğretim Okuluna tayini çıktı. Ankara’ya geldikten sonra ebru sanatıyla da uğraşmaya başladı. Ankara’da kişisel ve karma sergilere katıldı. Evli ve iki çocuk babası olan yazar halen Yenimahalle Özkent Akbilek Ortaokulunda öğretmenlik görevine devam ettirmektedir.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK: Sıklıkla duyduğunuz bir sorudur belki ama izleyicilerimiz için bir daha cevaplarsanız seviniriz. Yazmaya nasıl ve ne zaman başladınız?

Fatih KADERCAN: Yazmaya düzenli olarak pandemi döneminde başladım diyebilirim. Daha öncesinde yazma fikriyle cebelleşen bir insan olduğumu söyleyebilirim. Çevremden özellikle öğretmen arkadaşlarımdan neden bir kitap yazmıyorsun? sorusuyla sık bir şekilde muhatap olsam da üzerinde fazla durmuyordum. İnsanlarla paylaştığım kısa paylaşımlar dergiler de yazılmış kısa yazılar dikkat çektiğinden olsa gerek bu yönde söylemler sıkça karşıma çıkıyordu, dediğim gibi oturup yazmaya karar verişim pandemi ile birlikte oldu diyebilirim.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK:  Kitap yazma fikri nasıl ortaya çıktı?

Fatih KADERCAN: Yukarıda da belirttiğim üzere pandemide tüm Dünya ile birlikte eve kapanma sürecini yaşayınca kafamın içinde dönüp duran yazma fikri sanırım olgunluğa ulaştı. Özellikle kitapla haşır neşir olan edebiyattan haberdar olan birkaç arkadaşıma bu fikrimi açtım. Onların desteklemesi ve pozitif enerjileri bende itici güç oldu. Akabinde yazmaya başladığımda ilk çıkan sayfaları kendilerine iletip beğeniler gelince tereddütlerim ortadan kalkarak yazma serüveni başladı diyebilirim.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK: Sayın Fatih KADERCAN yayınladığınız kitapların isimlerini nelerdir? Kitaplarınızla henüz tanışmamış okuyucularımız için içeriğinden bahseder misiniz? Kitaplarınızda okurlarınızı neler bekliyor?

Fatih KADERCAN: Hali hazırda yayınlanmış bir kitabım var. İsmi “Serçenin Çığlığı” Yazma yolculuğuna çıkmadan önce kendime sorduğum ilk soru: “Ne yazacağım” sorusuydu. Belki en zor kısmı da bu olsa gerek yazma serüveninin. Bu yönüyle şöyle bir hedef belirlemiştim. Kendi çocukluğumdan beri yaşadığım bölge ile alakalı büyüklerimden dinlediğim Anadolu hayatının unutulmaya yüz tutmuş yönlerinin de gelecek kuşaklara aktarıldığı bir kurgu olmalı diye düşünerek yola çıktım. Teknolojinin birçok şeyi alıp götürdüğü unutturduğu günümüzde o günleri yaşayan ya da yaşayanlardan dinleyen okuyucuların, “Evet böyle şeyler vardı.” Demesini yeni nesil içinde Ankara ve çevresine dair bölgesel bir hafıza olmasını hedeflemiştim. Hafızalarda iz bırakması için ise yaşanılmış bir olayı kendime seçtim. 1960’lı yılların Türkiye’sine Köy hayatına dokunarak gerçek bir olayı kurgulayarak kalem aldım. Okuyucuyu ne bekliyor derseniz. Köy hayatının baharı, çiçeklerin kokusu ile harmanlanmış aşk hikayeleri Anadolu insanın gündelik hayatındaki muzipliği, korkuları endişeleri bekliyor. Vuslatın sıcak yüzü hasretin kış gibi soğukluğu bekliyor. Bir anlık öfkenin insanı nerelere götürebileceği fitne ve fesadın sokak aralarında ocak başında kötülüğü nasıl kaynattığı bekliyor. Kendini vererek okuyanları belki biraz göz yaşı bekliyor.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK: Fatih Öğretmenim yazarken zorlandığınız anlar oldu mu?  Kendinizi nasıl motive ettiniz?

Fatih KADERCAN: Yazarken zorlandığım çok şey oldu. Yeni yola çıkmış bir yazarın ürkekliği vardı başlangıçta. Yaşanmış bir olay olması hasebiyle öyle ince kurgulanmalıydı ki kırılmamalıydı kimse. Muğlak olmalıydı hakikatler, tat vermeliydi ifadeler. Bu yönüyle zorlandım. Beğenilme ve anlaşılma kaygısı vardı bende de her yazar gibi. Çocukluğumun içinde geçtiği köy hayatını ve yaşlı insanlardan dinlediklerimi o anı yaşıyor gibi içine girerek tahayyül ettiğim için konsantre olmam çok zor olmadı.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK: Yazılarınızı kaleme alırken ne tür okumalar yapıyorsunuz?  Yazılarınızı üretim esnasında özellikle okuduğunuz bir tür var mı?

Fatih KADERCAN: Şöyle ki ilk romanım “Serçenin Çığlığı” nı kaleme alana kadar belirli bir kalıpta okuyordum. Dünya siyaseti siyasi tarih bazı yazarlar. Ancak şu aralar daha çok roman tarzında ve her kesimden yazarları okumaya gayret ediyorum. Sanırım yavaş yavaş iyi bir okuyucu olma yolunda ilerliyorum. Her türlü kurgunun çok değerli ve insanın hayal dünyasını geliştirmesi ancak bu şekilde mümkün olacak diye düşünüyorum.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK: Fatih Öğretmenim kendinize örnek aldığınız, idol olarak gördüğünüz yazar ve şair kim ve neden?

Fatih KADERCAN: Zor bir soru. Her eser her fikir insana saygı duyduğu oranda kıymetlidir. Ancak nasıl insanın bulunduğu ortamlardan kimisinde rahat kimisinde çok rahat oluyorsa aidiyet hissiyle de alakalı olsa gerek! Her bireyin de kendine ait böyle bir yazar kitlesi muhakkak oluyor. Benim için ise şu an yaşayan yazarlardan İskender Pala, Ahmet ümit Nazan Bekiroğlu ilk aklıma gelenlerden. İskender palanın üslûbu olayları kurgulayış şekli ve özellikle kelimelere yüklediği anlam bu konuda etkili diyebilirim. Şiir alanında kendimi iyi bir takipçi olarak görmesem de Arif Nihat Asya, Necip Fazıl Kısakürek diyebilirim.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK: Şu an aramızda olmayan edebiyat duayenlerinden biri ile tanışma imkânı bulsanız bu kim olurdu ve kendisine ne sormak isterdiniz?

Fatih KADERCAN: Herhalde Tolstoy olurdu. Aradığını bulup bulamadığını sorardım sanırım.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK: Yazarken ilham veya motivasyon kaynağınız nelerdir? Biraz bahseder misiniz?

Fatih KADERCAN: Yazarken motivasyonumu kendimi yazdığım olayın içinde bulmak istiyorum O anı yaşamak, bahsi geçen olayın bir parçası yaşayan kişinin yanında bir arkadaşı sırdaşı gibi kendimi görmeye çalışıyorum. Bulunduğum mekândan azade orada olamaya çalışıyorum.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK: Yazmak sizin için ne ifade ediyor? Hayatınızın neresinde yer alıyor?

Fatih KADERCAN: Yazmak insanın yaşadığı o anki zamandan ve mekândan kendine yeni bir kapı aralaması başka bir alanda yeni bir boyut açması gibi bir hal olsa gerek. Bunun için kendini çevresinden soyutlayıp kendiyle baş başa kalma fırsatı benim için. Bir nevi rahatlama alanı ve zamanı. Sanatın birçok alanında olduğu gibi. Resim yaparken Ebru sanatıyla uğraşırken de benzer bir ruh halini yaşıyorum. Dünyada ne olup bittiğinde bi haber bir durgunluk zamanı, tefekkür zamanı yazmak benim için.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK: Fatih Öğretmenim biraz kitaplarınızın yayınlanma sürecinizden bahseder misiniz? Yaşadığınız zorluklar nelerdi?  Bu süreçte size kimler destek oldu?

Fatih KADERCAN: Yeni yazanlar için yazarlık serüvenin girizgahında olanlar için en zor kısım bu olsa gerek. Ortay çıkardığınız bir eseriniz var, emek harcanmış olması hasebiyle bile kıymetli ama elinizde bir ticaret ürünü olan seyyar satıcı gibi kendinizi pazarlamak durumundasınız. Alanı bilmiyorsunuz güvenmekten başka bir yol haritanız yok. Birbirine zıt değişik fikir ve öneriler ve alternatifler arasında bocalıyorsunuz. Zor bir süreçti hala da zor ilerliyor.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK: Yazmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?

Fatih KADERCAN: Yazmak isteyenlere acizane tavsiyem ne için yazmak istediklerine karar vererek yola çıkmalılar. Yani ortaya bir eser koymak mı, birçok kişiye ulaşıp okunur olmak mı, para kazanmak mı!  Fikirlerini paylaşmak mı? Büyük beklentiler içerisine girmeden kendisini ifade edecek mutlu olacağı ardına dönüp baktığında kendisinden geriye bir eser bırakmış olmanın hazzı bence en kıymetli olanı.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK: Son olarak okuyucularımıza ne söylemek istersiniz Fatih Öğretmenim?

Fatih KADERCAN: Her insanın kitaplarla örülü bir dünyası olmalı diyorum.  

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK: İnadına Kıvırcık Soruyor adlı röportaj serimizin dokuzuncusu ile karşınızdaydık. Dokuzuncu konuğumuz kıymetli kalemdaşım, sevgili meslektaşım Fatih KADERCAN idi. ESANMEL Edebiyat ve Sanat Meltemi sitesinin sevgili ziyaretçileri, şimdi veda vakti geldi.  Sanatla, edebiyatla kalın, hoşça kalın….