Seni
Gelmiş geçmiş tüm sevmelerin
Sahibesi ilan edeceğim,
Getirmelisin şu kraterden
Fokur fokur bir mey,
En yakıcı türden.
Vezinsiz söyleyeceklerim de meze.
Dizelerden çelenkler sunacağım
Aklı elden kaçırarak!
Kalemin doğasına bırakıp emsalsizliğini
Gözüpek bir önder edasıyla
Neşe hıçkararak
Çıkaracağım aşkı düze.
Mutla kaderi, gülmeleri kutla
Gizleyesiye kalp atışlarını bir menfeze,
Yabana atılacak gibi değil gecelenişim;
Aylayan , parlayan güzelliğin.
Bu yüzden var mizacımda aşık olmak
Metrelerce karanlığa pervasız
Örük örük ışık olmak.
Gündelikçi şelalelerle,
Biriktirdiğim ıslaklıkları,
Azad etmeye en verimli saat bu bence.
Mutabık kalabilmek kavuşmalarla
Harflerin yansıması gibi aynada,
Ters düz edebilmek çokça, çocukça
Sendeleyen gökte ne varsa.
İşte o zaman
Bir çoban kavalı
Yetecek ikimize.
Yeltenecek mi gör bak bir daha asla
İniltiler nehri kahır dökmeye,
Ayrılık üzre.
Haydi vaat ver,
Itırlı saçlarını dola şiire;
Küstah heyulalardan ırarcasına,
Bir başkasıymışcasına ardı arkasına
Tak gidişsiz gelişlerini,
Sevinçlerin oltasına.
Kanat vura vura sonsuzluğa
Tempo tutalım safdillilikle
Birleşen soluklara.
YUSUF GÖKBAKAN