Düşüncelerden kaçmak için ne gerekir? Bir beden mi, bir ruh mu yoksa düşünceleri boşluğa doğru bırakacak istek mi gerekir insana? Kaçabilmek için ilk önce bir kovalayan gerekir. Düşünceler arasında derya deniz olmak gerekir.
Çoğalan düşüncelerin her biri asansör olup seni semaya çıkarır nazikçe. Yeryüzünde bıraktığın düşüncelerinin ağırlığından kurtulursun, hafiflersin. Sanki o hafiflik hiç gitmeyecek gibi, sanki o düşüncelerden tamamen kurtulmuş gibi davranırsın. Bilirsin aslında gökyüzünün rahatlığının gerçek olmadığını. Yumuşacık bulutlarda uzanır, rahat hissettiğini sanırsın halbuki seni gökyüzünde tutan bulutlar değil düşüncelerinden kaçmak arzusudur. Güneş seni kavururken aslında ısındığını sanırsın. Yeryüzüne inmek istediğinde nazikçe ineceğini sanırsın halbuki inme vaktin geldiğinde yere çakılırsın. Ne yumuşak sandığın bulutlar ne de düşüncelerinin asansörü yardımcı olur sana. Yeryüzünde kalan bedenin semaya çıkarken düşürdüğün bir düşünceye rast gelir, seni çağırır ait olduğun yere. Rüzgâr gelip sana gitmen gerektiğini fısıldar. Sen aldırmazsın rüzgârın serinliğini çünkü güneş seni ısıtıyordur. İşte o aldırmadığın rüzgâr sertçe eser bu defa. Gökyüzünden yeryüzüne doğru savrulurken o an bir kuş olmak istersin ama nafile. Paraşütün açılsın istersin ama nafile. Vaktinde gelen düşünceye vaktinde gitmediğin için toparlanman imkânsızdır artık.
Mesele düşüncelerden kaçmak değildir. Mesele, düşüncelere ara verdikten sonra bir daha geri dönülmemesidir. Hatta, aklın çok karıştığı durumlarda labirent olan düşüncelere ara vermek daha bile iyidir. Doğruyu bulmak için, sonucu doğru olmasa bile, zaman gerekebilir. O zamanı ayarlamak ise insanın kendi elindedir. Yaşamına yön vermesi, düşünceleri ile birlikte hareket etmesi, doğruyu ya da yanlışı kendisinin belirmesi…
Düşüncelerden kaçılamaz. Ne olursa olsun hayat bir şekilde nasıl devam ediyorsa düşüncelerde zihinlerde ve zihnimizin yön verdiği davranışlarımızda tezahür etmektedir. Kendi parçamızı anlamak ve ona yol göstermek bizim elimizdedir. Düşünceler aynı akıldan çıkar ve yine aynı akla uyar. Uyulması gerekeni söylemek ve göstermek ise kişinin kendisine düşer.
Ebrar KICIR