El altından sevmek seni…
Güzelliği denksiz bir sızı olan derinde…
Tabutun ince işlemesidir sitemin
Zeballah gecelerden kurtuluştur teninin rengi,
Yokluğun buz dokusu,
Zemheri soluğu tekliğim.
Ilıman beldelerden sürgünlüğüm
Ferman gereği .
Yine de enli boylu sevdim seni
Cetveller uzadıkça daha bir sevdim,.
Sevda bu ölçümsüzce..
Her detayında sen vardın çetrefilsiz
Hafızamın kıvrımlarında ve yüreciğimin;
Kozalak küresinde sen çamdın;
Ben bardağı deviren bedbin
Baharda , baharı bahar yapandın.
Tüm steplerin dağarcığıydın ,
Ummaktın , umulmaktın çaresizce;
Yıkımlara sebep,
Vesileydin onarımlara.
Temeldin, harçtın , binamın kumu.
Yolların erimi santim santim
Bozukdüzen rüzgardın esrircesine,
Çırama balmumu.
Süt kesiği bebecikler,
Kısmetsiz coğrafyalarda kısır kadınlar,
Kavruk tenli ırklar ve ruhlar diyelim,
Kıdeme muhtaç terfisi , eski usül aşkların,
Tüm ereklerin hepsi
Umutlar bileşkesi…
Toplasam da sana dair her bulguyu
Virgül sonrası yekunu, teferruattan;
Aslolan öncelik, yakışın… Şerare suyu
Elde olan , elde kalan da sen isen
Süklüm büklüm kayışın elimin altından,
Acep neden?
Demek o ki yazımda , ey kadın!
Kutupla çöl çarpımı.
Doğru işlem yanlış sonuç,
Doğru döküm yanlış sayım;
Hüzün artımı
Ve bitmeyen yadın!
Yusuf Gökbakan