Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Yazar, Çevirmen ve Editör Sibel ATAM ile Röportaj

Yazar, Çevirmen ve  Editör  Sibel ATAM ile Röportaj

Betül FIRAT: Öncelikle hoş geldiniz diyor ve söyleşimizin başlangıcında bir iki cümleyle sizi tanımak istiyoruz.  Sibel Atam Kimdir?

Sibel ATAM: 1973 Ankara doğumluyum. Yazar, çevirmen ve editörüm.

Betül FIRAT: Editörlüğe nasıl başladığınızdan ve ne kadar zamandır yazdığınızdan bahseder misiniz biraz?

Sibel ATAM: Hayatım boyunca çevirmenlik ve editörlük yapmış değilim. On yıl öncesine kadar başka bir iş kolunda bir kariyere sahiptim. Radikal bir kararla kariyerimi bırakıp kitap çevirmenliği yapmaya başladım. Bu iş zamanla bana editörlüğün kapılarını da açtı ve bu çok doğal, çok kolay bir geçiş oldu benim için. Yazarlık ise çok daha eskilere dayanıyor. Yıllar önce ufak tefek öykü ve otobiyografi denemelerinin ardından yaklaşık altı yıl önce bu konu üzerine eğilebileceğimi fark ettim. Yazabildiğimi görmek heyecan vericiydi benim için. Önceleri yerel gazeteler ve internet sitemi takip edenler için yazmaya başladım. Makale yazmak güzel olsa da ben bir adım öteye geçmek istedim ve hedefimi büyüttüm. Kitabım Tüm Yönleriyle Editörlük bu düşüncenin devamında ortaya çıktı.

Betül FIRAT: Editörlük ve çeviri alanında sizi zorlayan eserler oldu mu, hangisidir? 

Sibel ATAM: Elbette oldu. Çeviride Kobe Bryant Kazanmaya Odaklı Bir Karakter ve Nietzsche İle Yürümek beni zorlayan iki eser oldu. İlkinde Türkçe karşılığı olmayan tüm MBA oyun teknikleri zorlayıcıydı. Ayrıca farklı konuşma tarzlarına sahip yaklaşık elli kişiyle yapılan röportajlara aynı kişilik özelliklerini yansıtarak çevirmek ve bu konuda istikrarı tüm kitap boyunca sürdürmek de zorlayıcıydı. İkinci eserde de Nietzsche’nin ve başka filozofların eserlerinden çok fazla alıntı vardı, bu alıntıları hakkıyla çevirebilmek için söz konusu eserlerin hepsini okumak zorunda kalmıştım. Yaklaşık 22 kitap. Editörlük alanında beni zorlayan eserler de zaman zaman çıkıyor. Bunlar genelde ilk kitaplarını yayınlamak isteyen yeni yazarlar oluyor. Anlaşılabileceği üzere metinler acemilikten kaynaklanan pek çok hatayla veya eksiklikle dolu olabiliyor. Yazar adayı iş birliğine açık olduğu müddetçe sorun olmuyor aslında.

Betül FIRAT: Editörlük teknik bir kavram, sanatla nasıl bağdaştırabilirsiniz?

Sibel ATAM: Yazarın uyguladığı yazım teknikleri, özgün üslubu, kelimelerle adeta dans edişi metni bir sanat eserine dönüştürür. Edebiyat yapmak bir sanattır. Bir metnin edebi yönden güçlü olmasını sağlayan editör de aslında yazarın bir sanat icra etmesinde aracı olur.

Betül FIRAT: Yeni çıkan eseriniz için tebrik ederiz, eserinizin oluşma sürecini anlatır mısınız?

Sibel ATAM: “Tüm Yönleriyle Editörlük” ün ön sözünü yazan editör arkadaşım Yasemin Moore ile büyük yayınevlerinde bile yetersiz editörlük faaliyetlerinin olduğu, yayıncılık piyasasında editörlerin bir standardının bulunmadığı üzerine tartışmış, editörlükle ilgili bir kitabın neden yazılmadığını sorgulamıştık. Sonra “Bunu neden biz yazmıyoruz?” deme noktasına geldik. Aslında kitabı ikimiz yazacaktık, fakat Yasemin’in ciddi bir rahatsızlığı ortaya çıktı. Bana kitabı benim yazmamı istediğini söyledi. Bu onun son isteği de olabilirdi, o yüzden vakit kaybetmeden kitap üzerinde çalışmaya başladım. Yasemin bana kendi kütüphanesinden kaynaklar da gönderdi ve işe ilk olarak onlar üzerinde çalışarak başladım. Sonrasında başka birçok kaynak da edinerek metni istediğim ölçüde derinleştirip detaylandırdım. Eşim Süleyman Hilmi Atam kitabın editörlüğünü üstlendi. İçeriğin genişletilmesinde de çok yardımcı oldu. Büyük ölçüde araştırmaya dayalı bir kitap olduğu için yazımı uzun sürdü.

Betül FIRAT: Bir editör işini icra ederken en çok neye dikkat etmeli? 

Sibel ATAM: Bir editör işini icra ederken en çok konsantrasyona ihtiyaç duyar. Dikkatini yitirdiği her an bir yanlışı gözden kaçırma riskiyle karşı karşıyadır. Bir editör metni okuyucular gibi okumaz. Kelime kelime üzerinde durur. Her bir kelimenin ve noktalama işaretinin varlığını sorgular, içeriği yapısal anlamda değerlendirir. Bu noktada en çok ihtiyaç duyduğu dikkattir.

Betül FIRAT: Kitaplarla aranız nasıldır? En son hangi kitabı okudunuz? En çok tavsiye edeceğiniz kitap hangisi olurdu?

Sibel ATAM: Kitaplarla aram oldum olası iyi olmuştur. Editörlüğe başladığımda bunun faydasını çok gördüm. Yoğun iş temposunda arzu ettiğimiz kitapları okumak pek mümkün olmasa da ben mutlaka zaman ayırmaya çalışıyorum. En son Angela Ackerman ve Becca Puglisi’nin yazdığı, Hep Kitap’ın Atölye serisinden çıkan Olumlu Karakter Özellikleri isimli kitabı okudum. Hikâye karakterlerinde bulunabilecek olumlu özellikler ve bu özelliklerin davranışlara, kurguya yansıması üzerine yazılmış bir kitap. En çok tavsiye edebileceğim kitap da Ursula K. Le Guin’in Dümeni Yaratıcığa Kırmak adlı kitabı. Yine Hep Kitap’ın Atölye serisinden. Yazar ve editör adayları için çok faydalı olduğunu düşündüğüm bir eser, tam bir kılavuz kitap.

Betül FIRAT: Sizi etkileyen şair, yazar veya sanatçılar kimlerdir?

Sibel ATAM: İlk başta tam bir Ursula K. Le Guin hayranı olduğumu belirtmek isterim. Virginia Woolf, Tess Gerritsen, Franz Kafka, Stefan Zweig, Oscar Wilde, Sabahattin Ali, Peyami Safa ilk aklıma gelenler.

Betül FIRAT: Editörlüğü iyi yapmak için bir formül var mıdır? Yapmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?

Sibel ATAM: Öncelikle donanımlı olmak gerekir. Yani anadilini çok iyi kullanmayı bilmek gerekir. Kelime dağarcığının geniş olması, dil bilgisi ve imla kurallarını iyi bilmek büyük bir artı sağlar. Sonrasında yazım tekniklerini, bir metnin hangi kısımlardan oluştuğunu, metin türlerini ve özelliklerini bilmek çok fayda sağlar. Gerisi de büyük bir dikkatle ve özenle uzun saatler çalışabilme disiplinidir. Verebileceğim en kestirme formül bu.

Betül FIRAT: Gençlerimizi edebiyata ve sanata kazandırmak için neler yapılabilir?

Sibel ATAM: Gençlerimiz edebiyata katkı vermeye çalışıyor aslında, bir şeyler yazıyorlar. Ancak neden bilmiyorum ama alt yapıları yok, Türkçe bilgileri çok yetersiz. Dolayısıyla çok güzel yazdıklarını sanıyorlar ama aslında ortaya vasatın altında bir şey çıkmış oluyor. Daha önceki sorunuzda editörler için bahsettiklerim yazar adayları için de geçerli aslında. Dil bilgisi konusunda donanımlı olmamaları, ortaya çıkan metinlerin edebi kalitesinin düşük olmasına ya da edebi olmaktan çok uzak olmasına sebep oluyor. Daha sanatsal işler yapabilmeleri için dil cambazlığını öğrenmeleri gerekiyor, bu da çok kitap okumak -tabii ne okunduğu da önemli- ve ders çalışmak anlamına geldiği için bundan uzak duruyorlar. Gençlerimizin hem edebiyata hem sanata kazandırılması için onların mümkün olduğunca çok edebi eser okumalarını sağlamak ve onlara olumlu eleştiriler getirerek yazmaya teşvik etmek gerekiyor.

Betül FIRAT: Sizi okumak isteyen, takip etmek isteyen dostlarımız nerelerden ulaşabilirler?

Sibel ATAM: Kendime ait bir internet sitem var, yazılarımı da oradan yayınlıyorum: www.sibelatam.com.tr Ayrıca Facebook, Instagram, LinkedIn gibi sosyal medya hesaplarından da Sibel Atam adıyla bana ulaşabilirler.

Betül FIRAT: Şu ana kadar sohbetimizi okuyan ve bizlere eşlik eden dostlara son olarak ne söylemek istersiniz?

Sibel ATAM: Benim söyleyebileceğim tek şey olabilir; o da mümkün olduğunca çok kitap okumaları. Bu sadece editörler, çevirmenler ve yazarlar için gerekli ve eğitici bir faaliyet değil; toplumun her ferdi için faydalı ve kişiyi ileriye taşıyan bir eylem. Bir insan okuduğu kitaplar oranında güzel ve etkili konuşabilir, kendini doğru ifade edebilir. Ufku genişler, hedeflerini büyütür, muhakeme yeteneği gelişir. Dünyaya ve hayata başka bir pencereden de bakabilmeyi öğrenir, empati geliştirir. Bu yüzden ben sevgili dostlarımızdan okumaya bundan sonra daha fazla zaman ayırmalarını rica ediyorum. Çünkü ben okuduğum her kitapta ne kadar cahil olduğumu bir kez daha anlıyorum.

ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.