Beni yıllarca kandırdın sen. Seviyorum deyip, yüreğinin bir kenarında hep başkalarına da yer açtın. Hiç bir zaman benim sevgimle yetinmedin sen. Başka sevda arayışların hiç bitmedi. Arzuların hiç sönmedi. Seni beklediğim gecelerde gelmediğin zamanlar hep yalan söyledin. Ben sana inandıkça, ben sana güvendikçe sen kendi gönlünde kendini büyüttün, ben küçüldüm. Yalanların güçlü kıldı seni. Şimdi duydum ki birçok sevdaların olmuş… Hayatını yalanlar üzerine kuramazsın ki… Bunca yıldan sonra seninle yaşadıklarım bir boşluktan başka bir şey değilse neyin kıymeti olabilir ki? Kendi hayatın gibi, benim hayatımı da bir boşluğa çevirdin. Bu sevgimi bir boşluğa döndürdün.
Oysa aşk, sevgilinin bir tel saçına dokunmanın verdiği heyecandı. Yanında olabilmekti. Elinden tutabilmekti. Anlatılamayan bir anlamı vardı birlikteliğin. Sevgilinin teni öpülmeye kıyılamayacak kadar narin ve kutsaldı. Benim için böyle bir anlamın vardı. Oysa sen birçok tenlerin tuzunda erimişsin. Yalanların ortaya çıktığında işe yaramaz bir eşya gibi sevgimi fırlatıp attın.
Hayatını yalanlar üzerine kuramazsın ki…
Sevgi kutsaldır.
Sevgin yoksa çık ortadan. Sevilecek birçok insan var. Çünkü sevgi, tatlı bir bakış, güvenli bir dokunuşla, bir tarlaya atılan avuç dolusu tohum gibidir. Her tatlı sevgide filizlenip büyüyen bir avuç sevgi tohumu… Hayalini kurup düşünebiliyor musun bir çiçek tarlası nasıl yaratılır? Böyle bir tarlaya nasıl sahip olunur? Ama sen nereden bileceksin ki… Sen, gördüğün çiçekleri koparan, değil misin?
Bu neye benziyor biliyor musun? Yüzlerce çocuğa iyilik olsun diye bir yetimhaneye destek oluyorsun. Bu yaptığını sürekli anlatıyorsun. Yüzlerce çocuğa yardım ediyorsun ama senin bir tane çocuğun yok. Bir çocuk sevgi demektir. Bir çocuk sahip olmayı gerektirir. Sen gönlüne sahip değilsin ki, başkalarına nasıl sahip olacaksın? İstersen yüzlerce insanlarla birliktelik yaşa, çılgın şeyler yap, birini bırak birini seç…
İçlerinden birinin gerçek sevgisine sahip olamadıktan sonra geride bıraktıklarının bir anlamı var mı, yoksa geride kalan sadece bir boşluk mu?
Şimdi benim gönlümde adının bir anlamı olmadığı gibi…
Ben öyle gelip geçici sevdaların peşinde değilim.
Ben sevdim mi tüm kalbimle severim.
Sen beni hiç sevmedin ki…
Sen bana sahip olamadın ki…
Çünkü sahip olabilmek, bedenine ya da fiziksel bir güç değildi sevgili…
Sahip olabilmek, kendi gönlünden, kendi isteklerinden, yapmak isteyip de sevdiğin için yapmadıklarının toplamıydı.
AŞK YAZARI MUSTAFA ÇİFCİ