Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
9°C
İstanbul
9°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C
Salı Çok Bulutlu
11°C
Çarşamba Az Bulutlu
13°C

İnadına Kıvırcık Soruyor, REMZİ ÖZKAN Cevaplıyor

İnadına Kıvırcık Soruyor, REMZİ ÖZKAN Cevaplıyor

ŞAİR YAZAR REMZİ ÖZKAN RÖPORTAJI

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK:
Merhabalar kıymetli ziyaretçilerimiz. ESANMEL, Edebiyat ve Sanat Meltemi Sitesi olarak yine edebiyat ve sanatla harmanlanmış harika bir röportaj ile yine karşınızdayız. İnadına Kıvırcık Soruyor adlı röportaj serimizin on sekizincisi ile karşınızdayız. On sekizinci konuğumuz şair yazar Remzi ÖZKAN. Evet… Şimdi sorularıma geçiyorum böylelikle Remzi ÖZKAN’ı hep birlikte daha da yakından tanımış olacağız. Tekrar, merhabalar sevgili kalemdaşım Remzi ÖZKAN. Öncelikle davetimizi kırmayıp röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkürler.
Lütfen okuyucularımız için kendinizi tanıtır mısınız? Remzi ÖZKAN kimdir?
Remzi ÖZKAN: Merhabalar. Remzi ÖZKAN 1969 yılında Tokat’ın Erbaa ilçesi, İverönü köyünde doğmuş şair ve yazardır. Aynı zamanda günümüz şarkılarından bazılarının söz yazarıdır. Birçok edebiyat derneğinde aktif görevlerde bulunmuş hatta bazı edebiyat derneklerinde yönetici olarak görev almıştır. Değişik konularda senaryo çalışmaları mevcuttur. Her şeyden önce Remzi Özkan, vatanına, milletine bağlı iyi bir insan olabilme gayreti içinde olan, insanları çok seven yani hümanist yapıya sahip bir kişidir.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK:
Sıklıkla duyduğunuz bir sorudur belki ama izleyicilerimiz için bir daha cevaplarsanız seviniriz. Yazmaya nasıl ve ne zaman başladınız?
Remzi ÖZKAN: Yazmaya 12-13 yaşlarımda iken başlamıştım. O dönemler, ulusal bir gazetenin düzenlemiş olduğu edebiyat yarışmasında, (araştırma dalında) dereceye girince bu şevk ve heyecan daha da kamçılanmış oldu. Bu vesileyle daha sonraki süreçte şiire yöneldim. Halâ şiir yazmanın yanında farklı türde eserler de karalamaya çalışıyorum.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK:
Kitap yazma fikri nasıl ortaya çıktı?
Remzi ÖZKAN: Tamamen çevremdeki insanların baskıları ve telkinleriyle oluştu. Şiirlerimi öncelikle
sosyal medya hesaplarımda paylaşmaya başlamıştım. Daha sonra gazetelerde ve çeşitli dergilerde yayınlanmaya başladı. Radyo programlarında sıklıkla seslendirilmeye başlandı. Çevremdeki insanların bu konudaki ısrarları yoğunlaşınca anladım ki yola çıkma vaktiydi. İlk kitabım (Minyatür Şiirler) böylelikle 1997 yılında yayımlanmış oldu.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK:
Sayın Özkan, yayınladığınız kitapların isimlerini nelerdir? Kitaplarınızla henüz tanışmamış okuyucularımız için içeriğinden bahseder misiniz? Kitaplarınızda okurlarınızı neler bekliyor?
Remzi ÖZKAN: İlk iki kitabım şiir kitabıydı.
• MİNYATÜR ŞİİRLER 1997 yılında basılmıştı. Bu eser benim ilk kitabımdı. İlk kitabımda açık konuşmak gerekirse beklediğim başarıyı yakalayamamıştım.
• MAVİ ADAM YEŞİL KIZ 2017 yılında yayımlandı.
Ancak “Mavi Adam Yeşil Kız” ilk kitabımın aksine çok şükür ki iyi bir grafik yakalamıştı. Bu kitabın içerisinde hemen hemen her konuda yazılmış şiirler vardır. Fakat ağırlıklı olarak aşk şiirleri daha fazla sayıdadır. Hatta birkaçı bestelenmiş ve albümlerde yer almıştır.
• KARINCA FABRİKASI 2021 yılında yayımlanmıştır.
Yediden yetmişe herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir hikâye kitabıdır. Çok beğenildi. Geri dönüşleri hep olumlu oldu. Eğitici ve öğretici yanıyla özellikle öğrencilerin çok severek ve eğlenerek okuyabilecekleri bir eser. Bu hikâyede, küçüklükten itibaren karıncalarla iç içe olan bir çocuğun, insanları dahi eğitmekte zorlandığımız günümüzde, karıncaları nasıl eğittiğine şahit olacaksınız. Okuyucu, karıncaların belki de bugüne dek hiç duymadığı özelliklerini öğrenecek, onların da insanlar gibi sosyal bir hayat akışı içinde olduklarını ve bu akışı nasıl plânladıklarına şahitlik edecek. Karıncalar konusunda araştırmalar yaparak, bu konuda dünya çapında ün yapmış bir profesörün yaşam öyküsünün de serpiştirildiği bu kitabı okuyanlar, bu hikâyeyi okuduktan sonra hayata ve karıncalara karşı farklı bir bakış açısıyla yaklaşacaklar. Karşılaştıkları karıncalara, hikâyede aktarılan bilgilerin ışığında bambaşka bir gözle bakmaya başlayacaklar.
• ŞEYTANIN TÜREDİĞİ ÜLKE (Sonun Başlangıcı) 2021 yılında yayımlanmıştır.
Dünya düzenini değiştirmeye soyunmuş bir avuç insanın, ülkeleri sürüklediği kaoslar, çalışma metotları v.s gibi tüm konularda 2018 yılına kadar olan süreçte, sahnelemiş oldukları kirli oyunların sahne arkasını gün yüzüne çıkarıyor. Geleceğe yönelik öngörüleri ve insanları bekleyen entrikaları masaya yatırıyor. Küçük bir azınlığın dünyanın tüm nimetlerini sahiplenme çabası, Vahşeti de peşinden sürüklüyor. Yani dünya üst kapitalist grupların gözünü doyuramadığı için sefalet ve acı içinde çalkalanmaktadır. Bu eserde , dijital yaşam yolculuğunda yaşananlar ve olayları planlayanların asıl hedefi ele alınmıştır.. Bu kitabım araştırma kitabıdır. Kitapta, ilerleyen zamanlarda bazı olayların gerçekleşeceği konusunda önemli iddialar mevcuttur ve bu iddialar yavaş yavaş gerçekleşmektedir. Mesela, ABD’nin Yunanistan’ı nasıl şımartacağı ve Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı kışkırtıcı tavırlar içine gireceği bu olaylar yaşanmadan önce bu kitapta vurgulanmıştır. Yine, Rusya’nın Ermenistan ile Azerbaycan arasına yerleşeceği, bunu hangi yöntemle başaracağı, ABD’nin Rusya ile gizli dostluğunun şifreleri, ABD-Türkiye müttefikliği konusunda nelerin yaşanacağı, Ayasofya’nın açılması gerekliliği ve tamamen uluslararası hukuk nezdinde elindeki belgelerle Türkiye’nin güçlü bir koza sahip olduğu gibi birçok öngörü gerçekleşmiştir.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK:
Yazarken zorlandığınız anlar oldu mu? Kendinizi nasıl motive ettiniz?
Remzi ÖZKAN: Zaman zaman bu sorunla çok karşılaştım. Anlatmak istediğimi anlatmakta zorlandığımı hissettiğim an yazmayı bırakırım. Uygun bir zamanı kollarım veya farklı bir esere yoğunlaşırım.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK:
Yazılarınızı kaleme alırken ne tür okumalar yapıyorsunuz? Yazılarınızı üretim esnasında özellikle okuduğunuz bir tür var mı Remzi Bey?
Remzi ÖZKAN: Yazılarımı kaleme alma esnasında, yazdığım konuyla ilgili kesinlikle başka bir eser okumam. Bir hikâye, roman, şiir veya benzeri bir eser oluşturacaksam, yazdığım tür veya konunun dışında farklı kitaplar okurum. Ama üzerinde çalıştığım konuyla ilgili bir şey okumam. Çünkü etkilenmek istemem. Eğer bir eser yazacaksam, bu eser mümkün olduğunca özgün olmalı. Başka bir eserin satırlarıma, düşüncelerime hükmetmesini istemem. Sadece araştırma kitaplarımda bunu yaparım. Araştırdığım konuyla ilgili farklı bilgileri, zıt veya eşey bilgileri defalarca okur, inceler ve değerlendiririm. Mesela araştırma kitabım olan ŞEYTANIN TÜREDİĞİ ÜLKE’yi yazıncaya kadar, ona verdiğim emek kadar başka eserlere yoğunlaşsaydım, bu kitabı yazmak yerine sanırım 30 farklı roman çıkartırdım. Araştırma eseri hazırlamak hem çok zor hem de çok uzun zaman alıyor. Çünkü sürekli doğru bilginin peşindesiniz ve sürekli asıl gözden kaçanın ayrıntı da olabileceğini hesaplayarak ilerlersiniz. İşte o ayrıntıya ulaşmak, insanı hem çok hırpalıyor hem de bazen uzun yıllarını alıyor.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK:
Kendinize örnek aldığınız, idol olarak gördüğünüz yazar ve şair kim ve neden?
Remzi ÖZKAN: Ben her gün değişik kitaplar okuyan bir kişiyim. İrili ufaklı, ünlü ünsüz her insanın eserini aynı ciddiyetle okurum. Yazdığı eserin başarıya ulaşıp ulaşmamasındaki sebebi bulmaya çalışırım. Bu konuda belirli bir idolüm hiç olmadı.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK:
Şu an aramızda olmayan edebiyat duayenlerinden biri ile tanışma imkanı bulsanız bu kim olurdu ve kendisine ne sormak isterdiniz?
Remzi ÖZKAN: Sanırım bu kişi Milli Şairimiz Mehmet Akif ERSOY olurdu. Biraz gülünç gelebilir ama Onun döneminde katıldığı yarışmalarla, günümüzde düzenlenen sonucu aylar öncesinden belirlenmiş yarışmalar hakkındaki düşüncesini öğrenmek isterdim.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK:
Yazarken ilham veya motivasyon kaynağınız nelerdir? Biraz bahseder misiniz?
Remzi ÖZKAN: İlham kaynağı insan ihtiyacı gibidir ve sınırsızdır. O ihtiyacı ne zaman ve nerede karşılayabileceğinizi kestirmek güç. Ama şuna eminim ki insan, var olduğu sürece ihtiyacı bitmez. Bir ihtiyacını giderirken başka bir ihtiyaç çıkar karşısına. Ben de yazarken ne zaman, hangi konuda, nereden ve nasıl esinleneceğimi pek düşünmem. Bazen kırık bir dal ilham oluverir, onlarca kitap yazdırır insana. Hayatın içinde o kadar çok yazılacak bakir konular var ki ömür yetmez. İlham aslında her yerde var. Her konuda var. Ortaya çıkmak için sadece uygun zamanın gelmesini bekler. Daha doğrusu hissedilmeyi, görülmeyi ve keşfedilmeyi bekler.
En büyük motivasyon kaynağım sessizlik. Kendi başıma kaldığımda kendi kendimle sessiz konuşmalar yapmak yerine, kalemle kâğıdı konuşturur, ben de onları dinlerim. Çalışırken kendimi adeta hapsederim. O yüzden sanırım hapiste kalsam çok zorlanmayacağım. Çok yorulduğumda kendimi doğaya bırakırım. Sadece doğa ve ben. Sessiz ve insanın kendi kendini yenileyebileceği, enerjiyle dolacağı alanlar seçerim. Her şeyi bırakır ve sadece doğayı dinlerim. Böylece enerji depolamış olarak dönerim.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK:
Yazmak sizin için ne ifade ediyor? Hayatınızın neresinde yer alıyor?
Remzi ÖZKAN: Çok önemli bir mazeret olmadığı sürece her gün abartısız iki saat yazarım. Bu öyle bir hâl aldı ki artık yazmadığım bir gün kendimde eksiklik hissediyor, huzursuzlanıyorum. Çünkü ömür kısa ve tamamlanması gereken o kadar çok yarım proje var ki… Allah ömür verdikçe bu projeleri gün ışığına kavuşturmak adına günde en az iki saat yazarım. Fakat çoğu zaman sabahladığım da oluyor. Bir insanın bilgisayarın tuşlarına basamayacak kadar yorgun olabileceği, yazarken bu denli yorgun düşebileceği aklınıza gelir mi? Bazen ben bu duruma düşüyorum. Çünkü aynı anda şarkı sözleri, kitap çalışmaları, senaryo çalışmaları yapıyorum ve bunlarla ilgili onlarca farklı insanla bilgi alışverişi yapıyorum. Kısacası; yazmak, hayatımda çok önemli bir yer kaplıyor ve artık bu benim yaşam biçimim.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK:
Kitaplarınızın yayınlanma sürecinizden bahseder misiniz? Yaşadığınız zorluklar nelerdi? Bu süreçte size kimler destek oldu?
Remzi ÖZKAN: Biliyorsunuz, kitap çıkartmak oldukça maliyetli bir uğraş. Zaman zaman hepimizi zorlayan ana unsurların başında baskı maliyetleri geliyor. İlk kitaplarımızda tanınmadığımız için yayınevleri baskı maliyetini maalesef yazara yüklüyor. Bu da biz yazarlara büyük bir sekte vuruyor. Ben de Mavi Adam Yeşil Kız adlı kitabımda maddi engele takıldım. Kitap çıkarmamı en çok isteyen değerli iş adamı, sayın Semih Salim Baç Ağabeyimdi. İlk kitabımda maddi ve manevi anlamda hep yanımda oldu. Onun destekleri, moral ve motivasyonuyla tekrar ayağa kalktım ve ikinci kitabım piyasaya çıktı. Kendisine nezdinizde selam ve saygılarımı göndermek istiyorum.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK:
Yazmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?
Remzi ÖZKAN: Her şeyden önce, yazmak için zemin oluşturmak gerektiğine inanıyorum. Bu zemini oluşturabilmenin yolu da okumaktan geçiyor. Sürekli okuduğunuzda artık taşmaya başlarsınız. Siz, artık siz olmaya ve öğrendiğiniz birçok şeyi farklı yöntemlerle başkalarına da anlatma eğilimine mecbur kalırsınız. İşte bu anı yakaladığınız zaman kalıcı eserler verebilirsiniz. Elbette ki bir başka unsur daha var ki bu da Allah’ın biz yazarlara verdiği yazma lütfudur. Yetenek şart. Elbette ki herkes yazabilir ama zamanı geldiğinde okuyucu sıradan eserleri diskalifiye edecektir. Naçizane önerim, herkesin yazdığı aynı konularda yazmasınlar. Çok daha farklı tarzda, çok daha değişik konularda, farklı yöntemlerle yazsınlar. Çünkü bir eser, yazarına has anlatımı ve özgünlüğü ile değer kazanır.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK:
Röportajımıza katıldığınız ve verdiğiniz samimi cevaplar için çok teşekkürler Remzi Bey. Son olarak okuyucularımıza ne söylemek istersiniz?
Remzi ÖZKAN: Öncelikle tüm okuyucularımıza sağlıklı, mutluluk dolu güzel bir yaşam diliyorum. Maalesef günümüzde insanlar, okumak yerine görsel yayınlara daha çok ilgi duyuyor. Okuduğundan çok, duyduğuna ve gördüğüne önem veriyor. Kendisine her gün birkaç dakika okuma süresi ayıran insanlar zamanla kendilerindeki büyük değişimi fark edeceklerdir. Kitap okumanın zevki bir başkadır ve bu zevki ne görselde ne de duyduğunuz yayınlarda tatmanız mümkün değildir. O yüzden lütfen okuyun. “Okursan dost bulursun, okumazsan post olursun.” diyorum ve yazarlarına kıymet veren bir ülkenin yüreği güzel tüm kitap dostlarını hürmetle selamlıyorum.

İnadına Kıvırcık İnci YILMAZ ŞİMŞEK:
İnadına Kıvırcık Soruyor adlı röportaj serimizin on sekizincisi ile karşınızdaydık. On sekizinci konuğumuz kıymetli kalemdaşım şair yazar Remzi ÖZKAN idi. ESANMEL Edebiyat ve Sanat Meltemi sitesinin sevgili ziyaretçileri, şimdi veda vakti geldi ama yazarlarımızı sizlerle tanıştırmaya devam edeceğiz. Sanatla, edebiyatla kalın, hoşça kalın….

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.