Yazar ve Şair Betül FIRAT Multi Global Aylık Aktüel Dergisinde yazar ve Türkiye Temsilcisi 

Yazarken, kalem kaderi… Yazan el ne düşündü? Bin çehreye bürünse tenim … Kalem ne yazdıysa… İşte o hakikat. Aşk şerbetini, Bin yıl başından döksem, Dudaklarını, dudaklarıma mühür vurup… Nefesi…Nefesimde yaşasan … Kırıp tüm kadehleri , Sunakları yıkıp … Tanrının kaleminden …Kaderi değil… Gözlerinin resmini yapsam. Sonra, avucuma rüzgar doldurup… Savursam...

Sardunyalar beni sever Ben de onları Konuşur dertleşiriz arkadaş gibi Başka dostumuz yoktur bizim Birbirimizden başka Bambaşka görünür görünürler gözüme… Bazen boynunu büküp küser saatlerce Adeta bir insan edasıyla yönünü döner yapraklarını kapatır o an Çoğu zaman yapraklarını severim açıverir sevinçten dört bir yana Çok severim sardunyaları Her biri ayrı...

Şehirden ayrılıp evime dönmek için at meydanından bir araba kiralamam gerekiyor. Sürücüsü başında olan tek talikaya doğru usulca yaklaştım. Arabanın sürücüsü olduğu yerde hafif hafif sallanıyor. Belli ki yaşlı adam az önce demlenip öyle oturmuş arabasının başına. Adamla gitmek istediğim yeri anlattım ve fiyatta anlaştık. Yaşlı sürücü konuşurken ağzından buram...

B.F. Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Merhabalar, ben Meltem Nisa Dalkılıç. Aksaray da yaşıyorum ancak eğitimim sebebiyle Kayseri’de yaşıyorum. Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü son sınıf öğrencisiyim. Uzun zamandır müzikle iç içeyim. B.F. Sanatınıza nasıl başladığınızdan ve ne kadar zamandır bu sanatı icra ediyorsunuz bahseder misiniz biraz? Müziğe...

Bu belada biter bir gün, Merak etme aziz dostum, Az kaldı,yaparız düğün, Merak etme aziz dostum. Korkuyu yen uyan hele, Baki olmaz hiç bir çile, Karğalar çok ötse bile, Merak etme aziz dostum. Karğalara olma yoldaş, Hem kafa kaldır,hemde baş, İyilerle ol arkadaş, Merak etme, aziz dostum. Firavun olsalar boşa,...

Bizim çocukluğumuzda öyle “Ramazan geliyor ya da bayram geliyor çarşıdan baklavalık böreklik un alınacak” gibi şeyler olmazdı. Tarlamıza havran (Havrani) buğdayı eker, çay kenarındaki koca değirmende öğütür, un ile yapılan bütün yiyeceklerde kepekli havran buğdayı unu kullanırdık. Annem meldini yere serer, su değirmeninde öğütülmüş buğday ununu onun üzerinde elerdi. Eleğin...