Nefesim daralıyorYüreğim idam sehpasındaNefes nefese, soluğum üşüyorTitrek mum alevî sankiSol yanım sensizliğin, idam gecesiBak gün sensiz geçiyorGece sensiz aydınlanıyorZaman sensiz tükeniyorÖmür kısalıyor, zaman daralıyorHasret diyorum, hasret, Sensizliğin hasretiSen bekle diyorsunÖzeldim diyorum sen sabır diyorsunGel, bi yüzün gören diyorumÇok işim var diyorsunSakın sanmıyasın’ki ben cayarımSanmıyasın’ki bu sevdadan ben vaz geçerimArkamı döner...
zaman silik, tozu vanilya, saatler kırık siyah beyaz, bazen bazenler karışıyor, * çoğu zaman, tarihsiz, noktasız, virgülü kançalı, * kayıbın kayıbı, yersiz olduğumu biliyorum, yurtsuzluk da KDV’si, topluyorum belki de sadece yokluyorum, * ne hırka, ne pabuç, ne yastık, ne yorgan, * sırtlan dedim de, ne sırt, ne yük, çulsuzlar...
anlamayın beni; eritsin kıvransın sadelik ve pulsuzluk anladığınızda simam şaşkınca çakallaşacak çünkü sahiden sarih açık kanadımı salmak istiyorum azat olmak kötülüğü parçalayıp, iyiliğe kuşanmak saf rüyalardan safdillikten kanımca doyumsuzca bilgi merakına atılmalı yüreğim heyecanlarımı şafağa açarak gözlerimi kirpiklerim kucaklamalı sevinci, yası bir daha doğmalıyım, ölmeliyim ve dirilmeliyim aşkım atlaslarda gezinmeli...
Kırılgan bir dala tutunmuşları gün/demledim bu “Biyografik Deneme” kitabımda. İnanıyorum ki onların ruhları ayışığı sürüklenip giderken, atılan oklarla hep delik deşiktir! Ve yine inanıyorum ki; onların lavanta çiçeği kokan kederleri, hoyrat akşamlarda depreşir durur dembedem!.. — Sayfa: 212 Basım: 2016 Kapak: Ressam Hasan Gürpınar çizimi
İnsanlık tarihi boyunca gündemden düşmeyen bir konudur aldatmak! Çünkü henüz kadın- erkek birbirini tam anlamış değildir! “Kocam beni aldattı, ben ne yapayım, bana yapılanı ben de ona mı yapayım?” Böylesi can alıcı soruyu sormuştu, sahnede konuşmama devam ederken… Kalabalığın bütün gözleri üstüne çevrilmişti ama umurunda değildi.. Hiçbir erkek bunu yapamazdı…...