Zühal BOZDAĞ Kitabı Adliye personeliyim,yıllardır yazıyorum şuan da da ilk eserim olan Vanessayı çıkarmak üzereyim. Kitabım sınırda kişilik bozukluğu BORDERLİNE yaşayan bir bireyin hayatından hikayeler anlatıyor. Kitabım ve ben
Her neyim var ise silip defterden O yarin adını başa yaz kader Ayrılığı alıp özlemi çıkar Hasret sancısını taşa yaz kader Kırma kalemimi yazıktır bana Yanıktır bu canım sevdadan yana Sahrada kumlara dağda ceylana Aşkımı göklerde kuşa yaz kader Doldur dividini aç defterini Şu zalim feleğin boz ezberini O hayırsız...
Ali Rıza Navruz ^^ Kırılan dalın türküsünü yazmanın zorluğunu sizlere anlatmak için söz bulamazdım bir zamanlar. Bu türkünün adı şiirdi… Yazarının adı da şair! Derdim ki: Şair olunmaz be agaaaam, düşmeden şu yüreğe onca oruçsuz ateş! Nasıl bir laftır bu, dediğinizi duyuyorum sanki şu an… Bu da böyle bir laf...
Bir gün sessizce çekip gideceğim.Farkında olmadan ağlayacaksın.Hıçkırıklarla uykudan uyanacaksın.Ama beni artık yanında bulamayacaksın. Fırtınalar şimşekler çakacak.Ama sesini kimse duymayacak.Unuttum desende ben herşeyi.Herşey yerli yerinde kalacak. Kopardın dalımdan umut çiçeğimi.Issız bir kenarda bulsalarda beni.Dertleri üstüme yıkıp gittiğin günden beri.Bu hayat unutturmaz en acı gerçekleri. Bişmanlik fayda vermez kırılan kalbe.Diz çöküp artık...
Eskiden yaşam o kadar zor değildi. Köylü köyünde, şehirli şehrinde yaşardı. Herkesin evi ve işi tek yaşamdı. Dünya daha bir küçüktü. İnsanların birkaç dostu olurdu ama dostlarıyla beraber hitap ve muhatap bir haldeydi. Ama bugünün sanal dünyasında bire bir sabit dostluklar kalmadı. Dostlarla beraber çocuklar da değişti. Çocuklarımız da artık...