Charles Dickens’ın David Copperfield adlı eseri üzerine notlar
Gülzar AHMEDOVA
…
“Dünyanın her gün nasıl değiştiğini bilemeyecek kadar küçüksün,”
“Artık dünyayı o kadar iyi tanıyorum ki beni hiçbir şey şaşırtamaz ama hala şaşırtan bir şey varsa, o yaşta evden bu kadar kolay atılmamdır.”
“Boş duranın aklından bir dolu şeytanlık geçer. “Meşgul insanın aklından bir dolu şeytanlık geçer.”
Klasik eserleri okumayı çok severim. Charles Dickens’in “İki Şehrin Hikayesi” kitabından sonra “David Copperfield” eserini okuyuP bitirdim. Eserin baş kahramanı David Copperfieldin hayatı doğduğundan, yetişkin yıllarına kadar kitapTa anlatılıyor. David Copperfield doğmazdan önce babasını kaybetmiş annesi Mr. Murdstone ile evlenir, bu dönemden sonra küçük David ile üvey babası arasındaki zorluklar yaşanır. Annesini de kaybeden David Copperfield küçük yaşından çalışmaya başlar. Sonunda küçük David bakıcısı Peggoty’den para alarak üvey babasından kaçarak halasına sığınır. David Copperfield hayatta iyi ve kötü insanlar ile karşılaşıyor. Bu iyilikler ve kötülükler David Copperfield’in hayatta kendini bulmasında, kendi ayakları üzerinde durulmasında büyük yardımcı oluyor. David Copperfield’in karşılaşdığı zorluklar onu nasıl etkiliyor olacak, David iyi bir insan olarak kala bilecek mi. Yazar Charles Dickens devrinin zorluklarını, yoksulların hayat mücadelesini kitap da anlatıyor. Sonda söylemek istediğim odur ki kitap çok sevdiğim klasik eserlerin sırasına eklendi, sevgili kitap dostlarıma yazar Charles Dickens’in “David Copperfield” eserini okumayı tavsiye ediyorum. Kitapla, sevgi ve iyilikler ile kalın.
İki cinayet, üç şüpheli ve keskin bir sorgulama. Adaletin terazisi dengede mi kalacak? Gerçek, yalancının maskesini düşürecek mi? Yoksa adaletin kılıcı masumları mı yaralayacak? Bir başyapıt olan bu film sizi ahlak, vicdan ve adaletin sınırlarında bir yolculuğa çıkarıyor. Kimin suçlu, kimin masum olduğuna karar vermek için nefesinizi tutacaksınız. “Le Glaive...
HİÇ SUAT DERVİŞ 249 SAYFA “Ne olmuş kadına… Neden yatıyor? Ne olacak bayım. Hiç. Görmüyor musun, hiç olmuş.” 1935 yılında Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilen, sonrasında 1939 yılında kitaplaşan “Hiç” Eylül ayında eşlik etti bize. Sevgili Azime ablam, Emine ablam ve Özgün ile okuduk. Şimdi de yorum zamanı. Eşlik ettiğiniz için...
İçinde bulunmaktan memnun olduğu meskenine gidebilmek uğruna, müjdeli bir haberi bekler gibi ‘taziye bildirisi’ bekleyen ihtiyar adamın buruk bir alaycılık içeren uzun öyküsü. Temmuzun kasvetli durgun günlerinde uğraşsız geçen her an, bir türlü beklediği telefona kavuşamamanın verdiği her saat, karısı ve çocuğuyla geçmişin silinmez hatalarının konuşulduğu her gün, karanlık düşünceler...
Betül FIRAT: Öncelikle hoş geldiniz diyor ve söyleşimizin başlangıcında bir iki cümleyle sizi tanımak istiyoruz. Ahmet Özdemir YILMAZ: Ben Ahmet Özdemir Yılmaz, Ankara’da bir ilkokulda öğretmenlik yapıyorum. Evliyim, bir kızım var. Yirmi yedi yıldır öğretmenlik yapıyorum. Çocukları çok seviyorum. Onlar için elimden gelenlerin en iyisini yapmak için gayret ediyorum. Sanatın...
Eğitimci Yazar İnci Yılmaz Şimşek, Kırklareli’nde düzenlenen 31. Uluslararası Karagöz Kültür ve Sanat ile Kakava Festivali Kitap Günleri’nde yeniden okurlarıyla buluşuyor. 20-21 Mayıs tarihlerinde fuar alanında imza günü düzenleyecek olan yazar, ödüllü öyküleri ve çok satan kitaplarıyla dikkat çekiyor. Etkinlikte çocuk edebiyatından yaratıcı yazarlığa, öyküden romana uzanan çeşitli eserleriyle her...
ÜLKER ABLA SERAY ŞAHİNER 156 SAYFA “Hani diyorlar ya, rüyamda bunun bir rüya olduğunu biliyordum diye… Kabustayım ama bunun hayatım olduğunu biliyorum.” Yağmurdan kaçarken doluya tutulan bir kadının hikayesini okudum kah gülümseyerek, kah hüzünlenerek. Baba evindeki şiddetten kurtulmak için kocaya kaçan ve daha beterine yakalanan bir kadın Ülker. Yıllarca sırf...