Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

GÖK YUVARLAMA VAKTİ

GÖK YUVARLAMA VAKTİ
13 Şubat 2024 22:28
205
A+
A-
GÖK YUVARLAMA VAKTİ
YUSUF GÖKBAKAN
– I –
Ulaklar saldı dört bir yana
Kuruvasan dolu tabağına bakarken
Bir ferman buyurucu ;
Dört bir yanı gümüş takılarla donatılmış ulaklar.
Her birinde kahve renginde, iğneli kasket
Ve aynı kruvaze ceket..
Ki tanısın haber alıcılar haber getireni.
Ak yaylalarda kaykılmış,
Yeşil tuğlalı evlerinde,
Yufkaladığı gönüllerle,
Bekliyor ve sabır tavsiye ediyordu birbirine haber alıcılar,
Tüm granit savaşçılar çekilmişken kovuklarına.
– II –
Biz bu seriyye ezgileriyle büyüdük bu mezatta
Siz büyürken akıncı türküleriyle
/Kabul edilebilir bu da/
-Hatta bir nebzeden daha fazla kabul edilebilir –
Bizden olup bizden ırayanlar,
Caka satıyor bize milyon asır uzak marşlarla.
Ezgiler, türküler gürleşebildiğince biter küçülmeler
Fermana bile gerek kalmayacaktır hatta
Gümüşlerini söküp atabilir o zaman ulaklar,
Ak yaylalar yeşile,
Yeşil evler aka bürünebilir eskiden olduğu gibi
Yürekleri yine yufkalansa da.
Isınabilir ekmek sıcaklığıyla elleri ulakların
Yeniden yanan tandırlarda.
– III –
Sonra buz tutan karların beklemeden erimesini
Cevapları verilmişken tüm soruların
Mor, kızıl ile halleşme vaktindeyken gökte,
Besmele eşliğinde ve birlik akdiyle
Adını “kısmet” koyduğumuz güvercin,
İner bozkıra;
İçer desenli gagasıyla,
Okunmuş şerbet dolu tastan,
Aşkın en mayhoş, en esrik hali içindir bu.
Tavşan derisinden postunda,
Bir mürşidi kamil,
Bir yandan makbul bir nakış işler,
Bir yandan izler bu aşklanışı,
Kısmetini atarak ensesinden.
– IV –
Hırka giyme vakti,
Irama / hicret kuşanma / vakti.
Vaktin ülfet, hikmet, himmete erişi.
Gelip çatmıştır kırın bozuna,
Bozkırda,
Sancak sarılı kubbelerde,
Tek ayak üstünde durmaktayken
Çürümüş incirleri didikleyen kuzgunlar,
Cübbesindeki çamura serpilen tohumu,
Okşamaktadır tüyleriyle Kısmet;
Bu bir temizleyiştir dil suyuyla,
Göğün sırtındaki guddelerden sızan irini.
Haydi kalk göğü yuvarla!
– V –
Arz altı sularından abdest almışız börtü böcekle,
Beklemekteyiz vaktin girmesini
/ Altı dakika var daha /
Gök tam oturmamıştır yerine henüz,
Bulutların gövdesi şekle girmemiştir tam olarak,
Seccadeleri serilmemiştir ovanın.
Kısmet ‘in ilk namaz kıldırışıdır bu,
Heyecan üzre bir kanat çırpış…
/ Vakit girmemiştir daha,
Son üç dakika /
Kubbede müezzin tek ayak üstünde
Kuzgun kanaryaya dönüşür minarede,
Hayyel el selah!
Gök yuvarlandı şükürler ola!
Bu ne güzel çağrıdır felaha!
YUSUF GÖKBAKAN
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.