Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
24°C
İstanbul
24°C
Çok Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
16°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
17°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
17°C
A+
A-

Güzel sözlerin tek başına bir anlamı yoktur, içini doldurmak gerekir

Sevgiyi hissettirmek gibi

Yaşamı, hayatı ve insanı anlamak için sadece sözler de yetmez!

Zihnini bilgilerle dolduracaksın,

Yeni buluşları, ilk icatları merak edip okuyacak,

İnsanlığa yön verenleri tanıyacak, bildiklerini çevrene anlatacaksın.

Başlaman gereken yer aslında yok basit,

Mesela bir türkünün yazılış öyküsünü oku, destanları araştır

Bir yerde acılar içinde yazılırken türkünün,

Bir başka yerde, bir başka zamanın içinde eğlencelik olarak dinlendiği hatırla

Ve sonra,

Ve sonra çıkmaz yollarda kaybolmuş gibi kaybol yüreğinin ortasından..

Korkma, kaybol!

Nasıl olsa nereye gidersen git seninle gelecektir yüreğindeki acı

Ve çocukluk anıların…

Bilirim şiirler kalbini deler geçer yalnız gecelerinde

Bir türkü de tutturamazsın acının içindeyken

“Bir pazar sabahıydı, Ankara kar altında
Zemheri ayazıydı, yaz güneşi koynunda
Ucuz can pazarıydı kalemim düştü kana,
Zalimler pusudaydı bedenim paramparça
*

Uğurlar olsun, uğurlar olsun,

Hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun

Bir keskin kalem bir kırık gözlük

Yürekli yiğitlere hatıran olsun (*1K)”

*

Dur orada!

Otur, olduğun yere

Bu kadar acı fazladır insan yüreğine

Ve acı, köreltir, susturur insanın dilini

Bir ömürde kaç defa ölür insan?

Ve sonra,

Tolstoy‘unun sözü geçsin aklından o yürüyüş yolunda;

“Bir insan acı duyuyorsa canlıdır. Başkasının acısını duyuyorsa insandır”

Ve sonra Rodrigo’nun Gitar Konçertosu (*3) dinle,

Piyanistin parmakları gitara değil, sanki yüreğin teline vurduğunu hisset

Her notada kan gölüne düşmüş gibi, içinde bir acı hissediyor musun?

Ceplerine doldur gözyaşını kimseler görmesin

Okurken üç fidanın son günlerini

Bilirim dayanmaz yüreğin, ağlarsın…

“İdam günü gelip çatınca, o sevdiğim, alıştığım giysilerimi giyeceğim: postallarımı, parkamı.

Beyaz ölüm gömleğini giydirmek isteyecekler, giymeyeceğim.

Kesin. Direneceğim ve giymeyeceğim.

Öyle her zamanki eyleme gidiş tavrımla gideceğim”

Yok, traş falan da olmayacağım.

Gidip, oturup, önce bir sigara yakacağım orada.

Sonra demli, sıcak, güzel bir çay içeceğim.

Ha bak, Rodrigo’nun o ünlü gitar konçertosunu dinlemek isterim orada.

Bak, bunu çok isterim. Sanırım, asılacak bir insanın son istediğini geri çevirmezler.

Bunu isteyeceğim.”

Bunları okurken,

Kalbinin tam orta yerinde kaç fidan kırılıyor?

Gözlerin doluyor, değil mi?

Çiçek açmadan solduğunu görünce genç ağaçların..

Ya da bilmiyorsan bunun öyküsünü,

Sormak isterim sana, ağız dolusu gülüşlerin ne kadar oldu, karnına ağrılar girdi mi gülmekten?

Çünkü gülebildiği kadar ağlar insanoğlu…

Sevebildiği kadar nefret eder

İnsanın erdemi nefretini yok etmede gizlidir

Aşkını, kadınını kana bulayanların gelişmemiş insan hallerini düşün

Bir zamanlar seviyordu, çiçekler hediye ediyordu

Her şeyin fazlası zarar dedikleri işte budur!

Sevginin bile

Kontrolsüz aşkın bile

Çünkü fazlalık kabına sığmaz, taşar, kirletir her yanı

Ne gülüşlerin güzelliğini, ne sevinçlerin coşkularını anlatabilirim,

Ne de acıların derin izlerini yazacak kadar bulunur mürekkebim…

Ve bilirim ki, kimi acılar asla anlatılamaz!

Ateş düştüğü yeri yakar, kimseler göremez,

Görünen tarafı sadece dumanıdır

İnsan tek başına yaşar hüznünü, hastalığını, karşılıksız sevdasının acısını

Derler ki acı tek kişilik sofradır

Bal yesen de almaz tadını dilin damağın sanki zehirdir

Umutlarını da kaybedersin beklediğin haber gelmeyince

Sen bütün hayatını onunla düşünürken

Hiç umurunda olmadığını anlayınca

Batırırsın umutlarını ufuklarda

Karanlığın tamamı senindir artık

Yıldızsız gökyüzü de senindir

Ama uzun sürmemeli güneşin doğuşu

Yeni umutları ekmelisin yüreğine

Ve aklına gelmeli Paul Valery şu sözü (*E):

“En büyük yalnızlık; başka kişilerle bir arada bulunmaktır.”

Ve güvenin tam olmalı kendine

Yalan söyleyen, sevmeden sevdim diyen sen değildin,

Ve gurur duymalısın kendinle Leonardo da Vinci’nin sözüyle (*D):

“Yalnız olduğunuzda her şey size aittir. Yanınızda biri varsa yarısı size aittir.”

Yalnız değilsindir, her şey senin, gittiyse sevdiğin yüreğinin tamamı senin…

Ve karanlığın içinde gökyüzünde çarpan bir şimşek gibi beyninde çakmalı,

“Bir insanın değerinin ilgi duyduğu şeylerin değeriyle ölçüldüğünü aklından çıkarma.”  Dediğini Aurelius (*F)

Ve sonra şiirlerine bak

Kitaplarına bak

Okuduğun kitaplara bak

Kendi değerini kendin ver, bırakmadan değersizlere…

Ve asla unutma Karl Marx’ın şu sözünü: (*G)

“Tarih ancak ortak çıkarlar için çalışmış insanların yüceliğini kabul eder. En mutlu insan en fazla sayıda insanı mutlu eden insandır.” Dediğini..

En sonra kendine bak,

Nasıl görünüyor çevren,

Gökyüzün hangi renk?

“İnsan kalbinde ne taşıyorsa, dünyaya bakınca da onu görür” der Goethe–  (*E)

Senin dünyan hangi renk…

En çok hangi rengi seviyorsun! [Aşk Yazarı Mustafa Çifci- Mart, 12.03.2025] 

Notlar ve açıklamalar:

Kısa Bilgi: [*3] Concierto de Aranjuez İspanyol besteci Joaquín Rodrigo tarafından klasik gitar için bestelenmiş ve Rodrigo’nun Gitar Konçertosu olarak bilinen eseri. 1939 yılının başlarında Paris’te II. Dünya savaşının gerilimli ortamında bestelenmiştir. Deniz Gezmiş’in son arzusu, idam edilmeden önce Rodrigo’nun o meşhur Gitar Konçertosu’nu dinlemekti. Dinleyeni büyüleyen bu eşsiz melodinin, İspanya’daki devrimci mücadelede başlayan ve 68 Kuşağı’nın devrimci önderlerinden Deniz Gezmiş’e kadar uzanan o muazzam hikâyesidir. Rodrigo, 3 yaşında iken difteri salgınında gözlerini kaybetmiş bir piyanisttir.

AŞK YAZARI MUSTAFA ÇİFCİ

ETİKETLER: , , , ,
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.