TÜM OTANTİK ÖĞRETMENLERİN GÜNÜ (24 KASIM) KUTLU OLSUN!
Zeki Coşkunsu
“OTANTİK EĞİTİM-ÖĞRETİM”e ilkin “ÇOCUKLAR”ın değil, “YETİŞKİNLER”in (başta “SİYASİ-YÖNETİCİLER/EBEVEYN/EĞİTMEN-ÖĞRETMENLER”in) acil-ivedilikle gereksinimi vardır! Bu “olmazsa olmaz ilmî bir gereklilik-zorunluluk (sine qua non)” tur.
Biz ilkin “siyasi-yöneticiler/ebeveyn/eğitmen-öğretmenler” ve “otantisite (otantiklik; gerçeklik, doğruluk, güvenirlik-özgünlük)” den yoksun şu “malum eğitim(!) sistemi” olarak, çoğumuz “çocuklarımızın-geleceğin kâtilleri”yiz!
Gelişmemiş (geri bırakılmış) ülkelerdeki “okullar da, âdeta insanın bütün yeteneklerini ve hayallerini çalan bir hapishâne” gibi…!
Yine, hakeza “asgari ücretle gece gündüz montaj bantlarda, fabrikalarda hayatlarını çürüten işçi yetiştirme(!) kurumları…!”
Evet, isimlerini dahi bilmedikleri “bir avuç zengini daha da zengin yapmak için sömürülen, emirleri okul sırlarından itibaren almaya başlayan (beyinlerine zerk edilen) zavallı-masum yavrularımız-insanlarımız…!”
En basitte de, “her şey salt bir ev için, sıradan bir taş-beton yığınları, yuvaları için…!”
Son tahlilde, işte ben de bu yüzden demiştim: “Otantik öğretmenlerin günü (24 Kasım) kutlu olsun!”; ve’s-Selâm…!
Zeki COŞKUNSU