İyi hafta sonları dilerim Arkadaşlar!
Gece geç bir saatte orjinalinden bir film izledim. Adı: “Sophie Scholl – Son Günler.” Filmleri daha çok replikleri için izliyorum. Bu filmde, önce inandığı ama sonra yanıldığı ve haklı olarak muhalif olan, genç Alman bir üniversite öğrencisinin siyasi serüveni konu ediliyor. Filmi seyredenler kendi değerlendirmelerini yapabilirler. Bu konuyu es geçiyorum. Ama, filmde bu genç kız, ağabeyi ve bir arkadaşları ile hapse düşüyorlar; genç kız bir gayret ve mücadele sonrası koğuş yatağında Allah’ına bir dua ediyor. Çok içten bir dua…
İşte o duayı buraya yazmak istiyorum!
– – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –
Aynen şöyle:
“Sevgili Tanrım! Sana yakarmaktan başka elimden bir şey gelmez!
Sana kalbimi sunmaktan başka elimden bir şey gelmez!
Bizi, sana dönecek şekilde yarattın!
Huzursuzdur kalplerimiz!
Taa ki sende huzur bulana kadar!
Amin!
– – – – –
Tevhit yüklü, inanç yüklü, sıkı azim ve gayretten sonra teslimiyet yüklü bir dua! Bu içten yapılan duanın ardından yargılanıyorlar ve giyotin ile idam ediliyorlar! Sonuç şu ki, bir mücadeleden sonra, haklı ve sadece düşünce bazında bir eylemden sonra idam ile yargılanmak ama, Allah’a da paçayı yırtmak için edilen bir duanın ötesinde bir dua bu. Dua, bizim ne idüğü belirsiz beklentilerimiz için yapılmaz/yapılmamalı!
Film beni acayip etkiledi. Yani etkiledi derken;
O kızın taviz vermez dik duruşu,
Güçlü iradesinin simasında tecelli edişi,
Hadiseye ahlaki ve vicdani yaklaşımı,
Sorgu memuruna verdiği; “ahlak, vicdan ve Tanrı” cevabı,
Dik başlılığana rağmen, sadece Allah’ın önünde eğilen bir baş!
…
Film, daha doğrusu o kız bana bir atasözümüzü de çağrıştırdı:
“Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.”
Bol okumalı ve sağlık dolu ömürler dilerim!
Bülent Demirel