ÖNEMİ YOK-AGOTA KRİSTOF
Sayfa Sayısı: 96
Macar yazarın 1956’daki zorunlu göçünün ardından hayallerinden, çocukluğundan ilhamla yazdığı bu öykü kitabı tuhaf, rahatsız edici, absürd ve bir o kadar da dokunaklı bir kitap denilebilir.
Kendisinin, okuduğum dördüncü kitabı olmasına rağmen, daha önce okuduklarımla kıyasladığımda, bu sefer aynı keyfi bulamadığımı üzülerek söylemek isterim. Yazarın yirmi beş öyküden oluşan kitabında bazı hikayeler, gerçekten duyguyu size çok güzel geçirirken, bazılarında ise olaylar sanki biraz havada kalmış gibiydi. Hatta size şöyle söyleyebilirim hikaye bittikten sonra acaba ne anlatmak istemiş diyerek tekrar başa dönüp okuduğum bir iki tane bile oldu.
Okunması kolay kısa öykülerden oluşan kitap, beklentimin altında kaldı diyebilirim. Ne bekliyordun derseniz sanki bu sefer yazarın yazmak için yazmış olduğu kanısına vardım. Bu beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Yine de dilini çok sevdiğim bir yazar olduğu için külliyatını okumaya devam edeceğim.
Buna rağmen yazara haksızlık yapmak istemem. Kitapta yer alan birkaç hikaye çok can yakıcı, vurucuydu diyebilirim. Ama genel olarak önceki kitaplarındaki tadı çok bulamadım. Alaycı, ironik bir dille yazılmış olan hikayeler sanki biraz zayıf kalmış gibiydi.
Her şeye rağmen okumanızı öneririm, sadece yazardan ilk kitap olarak başlamanızı tavsiye etmiyorum. Belki o zaman diğer kitaplarına geçmek istemeyebilirsiniz. Ama bu yazarı herkesin tanıması gerek diye düşünüyorum.
Alıntı
* “Ölülerin ardından ağlayıp onların intikamını almaktan ne zaman vazgeçeceğiz? Öldürmeyi ve ağlamayı ne zaman bırakacağız? Bizler hayatta kalanlarız, korkaklarız, savaşmayı bilmeyenleriz, öldürmeyi bilmeyenleriz. Unutmak istiyoruz, yaşamak istiyoruz.” (Sf.76)
Ebru IŞIK