Mütemadiyen yılda birkaç kez ağlamak diye bir şey yoktur. Artık kronikleşen bir senfoni vardır ortada. Ne ye ağladığını bile bilmezsin ki. Vakti ile bir hevese ne olmadı diye mi hala ya da neden uyarıları dikkate almadım diye mi. Yoksa durum zaten kendini gösteriyordu ne körmüşüm diye mi. Ya da yahu...
“Tüm zamanlar”ın en büyük ve en etkili film yönetmenlerinden biri olarak kabul edilen, “yavaş ve şiirsel sinema”nın önde gelen temsilcilerinden olan Sovyet-Rus film yönetmeni, senarist ve film kuramcısı Andrei Tarkovsky (1932-1986) “Nostalji(Nostalghia)-1983: Bir Delinin Haykırışı”nda şöyle der: “İçimde hangi atam konuşuyor? Hem bedenimde hem de aklımda aynı anda yaşayamam! Bu...
Özellikle bazı çevreler, hayatta en çok “Türk” kelimesinden rahatsız oluyorlar desek; abartmış olmayız. Yazılarında, konuşmalarında her zaman sosyolojik ne kültürel kavramlardan dem vuranlar; nedense bu bahsettikleri kavramları, mesele ”Türk milleti” olduğu zaman şaşırıp, ya da gafletten, ideolojik bağnazlıktan dolayı yerli yerinde kullanmıyorlar. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz: 1960´lı yılların başında Batı...
SEVGİLİYE ŞİİR “Bir kadının yüreğine bir şairin kalemi değil, yalnızca sevdiği adamın hissettikleri dokunur…” Sevdiğine bir şairin, bir yabancının kalemi değil, senin yüreğinde hissettiklerin dokunsun. Ve onu sevdiğini oradan buradan aldığın sözlerde değil, ona aşkla bakan gözlerinde okusun… Bir şeyler yazabilmek, kalemle kâğıda aşkla dokunabilmek bir yetenek olsa da bir...
“”” Ali Rıza Navruz “Bir kitap yürekten gelmişse, ancak o zaman başka yüreklere ulaşabilir.” Çoğu insanımız, hayatı sadece yiyip, içip, uyumaktan ibaret zannediyor. Hatta var oluşun anlamını biraz daha ileri götürerek Ziya Paşa diliyle bakın nasıl özetliyor: “İç bade güzel sev var ise akl ü şuurun/ Dünya var imiş, yâ...
Altmışlı yıllardı. Çocuktuk. Ege kırsalında yaşıyorduk. Tarlamızın kenarlarında meşe ormanları ve daha ilerisinde kızılçam ormanları vardı. Okulların tatil olduğu yaz aylarında tarlamızın kenarlarındaki bu meşe ormanlarında koyun ya da kuzu güderdik. Koyunlar yerde buldukları otlarla ve meşe yapraklarıyla karınlarını doyururken bizim de gözlerimiz hep meşe ağaçlarının üzerinde olurdu. Çünkü yaprakların...