Bizler, çocukluğunu doya doya yaşayan, sokaklarda top oynayan, mahalle kültürünü soluyan, komşuluk ilişkilerinin sıcaklığını hisseden bir neslin son halkalarıyız. O günlerde, teknoloji bugünkü kadar yaygın değildi, fakat hayatımızda eksik olan bu teknolojiye rağmen daha zengin ve dolu dolu bir yaşantımız vardı. Güneşin ilk ışıklarıyla sokaklara dökülür, akşam ezanıyla evlere geri...
Kimsenin İnanmadığı Masal, duvarlarla çevrili ve onların dışında kalanların payına çorak toprakların düştüğü bir şehirde var olmaya çalışan bir tiyatronun hikâyesi. Kimsenin uğramadığı hatta sokağından bile geçmediği bir yerde kalmıştır Masal Tiyatrosu. Ta ki Ona inanan bir grup insanın tiyatronun posta kutusunda yıllar önce yazılmış ama hiç oynanmış bir tiyatro...
Sen bizim Başbuğumuzsun Bin yılda bir mi gelirsin Savaşta Göktuğumuzsun Boş ver deliren delirsin Seni anlayamaz yobaz Zaten aklı kıt fikri az Şanlı tarih sen bunu yaz Bir daha gel ne olursun Ne hukuk kaldı ne de hak E bunlar bize müstahak Kurduğun devlete bir bak İnan kahrından ölürsün Alparslan...
Ben yazımı bitirmek için bilgisayarımın başındayken, kızım Pia Ömrüm, bir elinde bebeği, diğer elinde pembe tarağıyla yanıma geldi ve “Babaaa, küçükken, senin de bebeğin var mıydı?’ diye sordu. Ben bu hiç beklemediğim soruya ne diyeceğim düşünürken, o da zeytin gözlerini açmış, cevabımı bekliyordu. Aslında cevabım hazırdı. Hemen “Hayır kızım, benim...
“”” Ali Rıza Navruz Mutâdım hilâfına bu gün toptancı olmak geldi içimden şu Nisan ayı çıkmadan önce. Nisan ayının götürdüğü şairlerimizden şu an için aklıma gelenleri sıraladım aşağıda. Bunlar ve niceleri bizler için birer değerdir. Hatırlamak, hatırlatmak ve yeri geldiğinde gidenlere rahmet okutmak benim görevimdir. Tabii ki hepimizin olmalı. Allahtan...