…
Kurarken beraber eşteş hülyayı
Ateş daha buğuludur demiştim de
Soğuk yalnızlıklardan;
Gölgesi nasıl aşar demiştin sen de
Dağın kendisini.
Kuğurmalarla cevap vermişti gök malikleri
İkna olmuş gibiydin o an sanki.
Tatlı betimlemeler karmıştım canlı öykülere
Önce alabildiğine cömert sonra pinti.
Yabana atma yabanlığımı!
Gözlerindeki ummanın bana dikte ettiği denizleri
Ve denizlerin şamarladığı sevişken nehirleri
Nereye yazmalı şimdi!
Betiklerimden çıkarmak mümkünsüz
Oysaki seni.
Ey çağrısına ve çağıltısına uyduğum dünya bezeği,
İrdelediğim her şeyim!
Kim belirteçlerime gem vurabilir,
Onlar senin.
Ötümlüyse harfler bu helecandan;
Yeğnilmez mi sandılar yoksa azarlanan kalbimi?
Uç veren eşsizliği gören ben
Yelin sözüne kulak asan önyazdan.
Bırakmasa da topak dikenlerin
Bağrımda delinmedik tek bir yer,
Kıstaklarım korkar mı sandılar yoksa
İlenen okyanuslardan?
Yüreğim senle kustu içindeki irini
Gidişinde oladursun yarımlamalar
Ululanakalacak bakışında, tüm tamlamalar
Bütünlemelerin neresi facia?
Adım adım açtığın bu yolda
Büyüyen büyülü bir şato var.
Nağme dök dudaklarından var gel,
Nağme dökenin aşkıyla.
Vesikası benim aşkın, sev(imli) matmazel!
Kukuletalı yönseme, aylaklık
Permalı saçlardan bu değgin egemenlik
Bellekler kesiliyor yürek kuğurunca
Dermanlar akıtası bu kuğurmalar..
Romantizmalar güncelliyor habire
Seven yanımı.