Yelpaze tutan şu kadrolu tavus kuşlarıyla
Bir eylül sıcağında,
Bir bilinmez otogarda, cazgırca,
Tipik bir özlem sargını tavrıyla,
Müzayedeye çıkarıyorum
Bana gelen sonsuz adımlarını.
Her bir otobüsün camında güz lekesi
Her birine göz gezdiriyorum acemi mi acemi
Nihayet görüyorum kendimi bir koltukta
Korkunun kokusunu tutmaktadır kasketim.
Bilmek istiyorum -en amansız bilgi açlığı bu-
Biri bildirsin ,
Peronda bekleyenin sen olduğunu,
Senin bütün bir yokluk zamanını
Lime lime yolduğunu.
İşte silüetin , muhteşem çizgilerin…
Bahane ötesi efsane…
İnme inmese inecek,
Bir başka dinginleşeceğim sözlerinle,
İnme inmese,
Tanış olacağım yeniden
Gül göğerten gözlerinle.
İvedi olmam lazım
Yığılca kalmamam için
Şu hüzün pasağı asfaltta.
Sanırım benimki buluş yoluyla öğrenme;
Biliş yoluyla öykünme,
Vitrinlik duruşuna.
Benimki öykülenme alenen ,
Dudağındaki birkaç gülüş kaçağına.
Bir de bir göz süzüşünü yakaladım mı ekstra,
Al sana erimsiz enstantane !
Işıl ışılsındır oldum olası,
Her bir şulen zümrütten,
Her bir ışımın şahane
Büzüyorum solgun ışıklarını garın,
Tutup dört köşesinden.
Gelmeden kestim yele çokça uğramış diye,
Seyrek sakallarımı.
Bilmem senden midir nedir, elmacık kemiğim,
Birkaç milim oynamış olabilir yerinden.
Hem kalbur üstü kalbîlik hem akışkanca lirik.
Yoğuşma teorisi, sicim sicim
Evde unuttum galiba allıklarımı.
Fark ettim ki -sen de etmiş olmalısın-
Bu garda kornalar dört türlü üzgün,
Her yolcu her türlü üzgün.
Bir bilet gişesi önünde ağıt, diğerinde arya…
Haydi, binip gidelim buradan,vakit kaçırmadan
Eyersiz, dizgine gelmeyen, en asi ata,
Kazancının çekiç sesine doğru.
İyimsemesine iddiaya girip
Şu kılıksız cazgırla,
Binip gidelim,
Gidip sunalım kendimizi,
Dilimizde yeni türetilmiş bir hoyratla
İyicene doğrulatalım içimizi boz/kıra.
Unutmayıp şerbet de dağıtmalı sonrasında.
Dada/şıksın, dad/a/şığım yine
Emprimesi eskimeyen hayallere.
Dönüyoruz aşk etrafında
Bilmem kaç milyar devir…
Öyle bir esintiye kapılıp gidiyoruz öyle bir
Çalınca kapılma- gitme çanı.
Öyle bir rüzgâr alıyor öyle bir,
Alışık olduğu fırtınalardan
Şu seni yordayan liman!
Ah senin bu yaptığın aleni,
Açısı hesaplanmamış kompliman.
YUSUF GÖKBAKAN