Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
18°C
İstanbul
18°C
Hafif Yağmurlu
Pazartesi Hafif Yağmurlu
18°C
Salı Yağmurlu
14°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
12°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
11°C

KAYALI Kitabı Tanıtım Bülteni

KAYALI Kitabı Tanıtım Bülteni
27 Şubat 2023 18:49
387
A+
A-

KAYALI Kitabı Tanıtım Bülteni
Necati Küçük

“…Öküz arabasının ahşap tekerleğinin etrafındaki demir çember bazen gevşeyip yerinden çıkıyordu. Bu demir çember olmazsa ahşap tekerlek dağılır giderdi. O gün çayın kenarına bir sıcak demirci gelmişti. Arazinin düzlük bir yerine etraftaki kütüklerden harlı bir ateş yakılmıştı. Tekerlekten çıkan veya sökülen gevşek tekerlek demirinin ek yeri bu ateşin içerisine sokulmuştu Elinde keçi tulumuna benzeyen bir el körüğü olan demircinin çırağı, sürekli körükleyerek ateşi alevlendiriyordu. Bir süre sonra demirin ateşin içindeki kısmı iyice ısınarak kıpkırmızı olmuştu. Ellerinde kızgın demiri tutmak için maşalar ve özel aletler bulunan birkaç kişi, çember biçimindeki tekerlek demirini ateşin içerisinden çıkarmış demirci ustasının önüne getirmişti. Demirci ustası yine bir takım aletler kullanarak kızgın demiri ek yerinden kesmiş üç, dört parmak kadar bir kısmını kesip attıktan sonra çemberi yine eklemişti. Bu işlem sayesinde çember şeklindeki tekerlek demiri biraz küçülmüş oluyordu. Gevşeyen başka tekerlek demirleri varsa onlar için de aynı işlem uygulanıyordu.

Daha sonra bu demir çemberler hep birlikte üst üste yere konulup, yerden birkaç parmak yüksekte olacak şekilde altlarına uygun taşlar yerleştiriliyordu. Önceden hazırlanan odun ve kütükler hem içerden hem dışardan bu demirleri örtecek şekilde, daire biçiminde demirlerin üzerine diziliyordu. Ondan sonra biz çocuklar için işin en zevkli kısmı başlıyordu. Çıra ve kuru otlarla tutuşturulan bu odunlar daire biçiminde kocaman bir ateş halkası haline geliyordu. Biz çocuklar hep birlikte koşarak ateş halkasının etrafında dönüyor, oyunlar oynuyorduk. Ateş halkası küçülüp sönmeye yüz tutunca, hem demirciler hem de tekerlek sahipleri arasında bir koşuşturmaca başlıyordu. Isıya dayanıklı özel tutucularla birer birer ateşin içerisinden alınan demir halkalar yere yatırılmış tekerleğin etrafına geçiriliyordu. Ateşin içerisinden çıktığında kızgın ve esnek olan demirler bu haliyle ahşap tekerleğin etrafına geçirilirken aşırı sıcaktan dolayı ahşap tekerleğin demirle temas eden bölümleri yanmaya başlıyordu. İşte bu nedenle acele edip koşuşturan demirci ustası ve adamlar, çemberin tam ve uygun olarak yerine oturduğundan emin olduktan sonra hemen kovayla üzerine su döküp yanmaya başlayan bölümleri söndürüyorlardı.

Daha sonra tekerleğin deliğinden bir kalas geçiren iki kişi kalasın iki ucundan tutarak tekerleği yerinden kaldırıp çayın içerisine doğru götürüyor, demirin iyice soğuyup sertleşmesi için tekerleği suyun içerisinde ileri geri yuvarlıyorlardı. Böylece sıcakken esnek olan demir su ile soğutulunca sertleşip tekerleğin etrafına kemik gibi oturuyordu. Kış aylarında kuru bir ortamda muhafaza edilen bu tekerler eğer ahşap bölümlerinde bir bozulma olmazsa beş on sene boyunca kullanılabiliyordu…”

(Kayalı / Necati Küçük / Edebiyatist Yayınevi)

#kayalınecatiküçük

ETİKETLER: , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.