Bir kitap kulübünde, yönetici bir arkadaşın etkinlik olarak açtığı payda, benim ve eminim çok kişinin üzerine hassaslandığı bir konu irdeleniyordu. Tabii olarak benim çok fazla önem verdiğim bir kavram olması dolayısı ile yorum yazdım. Ancak mensubu olduğum grupların da irdeleyebilecekleri bir kavram olur düşüncesi ile yazacağım. Zaten ben bu konuyu...
Saygıdeğer dost elektronik mailini aldım. Daha açıkçası mail olarak gönderdiğin uzun mektubunu aldım. Mektubunda yazılar kolay okunuyordu. Yazının satırları birbirine karışmıyordu. Satırlar birbirine yalpa vursa da sıraları birbirini tutuyordu. Ve şükrediyorum ki, senden mektup gibi bir e-mail aldım. Biliyorsun yalnızlık zor. Yalnızlık bir felakettir. Yalnızlık, kendi kendisiyle yaşayan ölüdür. Yaşam...
Yola adam tek başına çıktı. Adam yarı yolda kaldı. Yarı yoldaki adam yaralıydı. Her önüne çıkan çelme atıp tokatlamıştı. Adam başını gökyüzüne kaldırdı. Dua için avuçlar açıldı. Avuçları açılan adam yalnız başınaydı. Yolda yoldaşı yoktu. Yoldaş olmadan yola çıkılmazdı. Onun yoldaşı korku ve o da günahı gibi sırtındaydı. Ona gelene...
Türkçe çok zengin… Ama zengin Türkçe kendi ediplerinden yoksun… Yosunken, bugün yeni gençlerle ve gençlerin yazdıklarıyla tanıştım. Dürüst olmak gerekirse, gençlerin yazdıklarını büyük bir zevkle okudum. Türkçenin keşfi için ortaya çıkan bu genç edebiyatçılarla ortak vasıflarda olmak zevk verdi bana. Panayır hokkabazlarının sahneye çıktığı bugünkü edebiyat dünyasında Türkçenin hala mümkün...
Aydın her devirde tepki görmüştür. Kimileri darağacında, kimileri de hapislerde çürümeye terk edilmiştir. Ama aydın yine susmamıştır…Aydına göre susmak nerede başlar, nerede biter? Aydına sorarsanız; Tarih mutlak bir tarafsızlık ister. Aydının amacı insanlarla olayları doğru tespit etmek ve tespit ettikleri doğruları okuyucularına iletmektir. Daha doğrusu görevi çağdaşlarına kılavuzluk etmek, çağdaşlarının...
Bir zamanlar çocuktuk. Ve çocukça hayaller kurardık. Hayallerimizle insanlığın kurtarıcı rolünü oynardık. Oyunumuzla hepimiz kurtuluşu arıyorduk. Kurtuluş için adeta hepimiz iyilik meleği idik. Saf ve dürüst hayallerle gözde büyütülen kurtarıcı kahramanlar oluyorduk. Daha doğrusu; ulaşılmayana karşı ancak hayallerle ulaşabiliyorduk. Daha dürüst olmak gerekiyorsa, kurtarmak bizim için kurtarış vasiyeti olmaktaydı. Vasiyet...
Anısına… İlhan Berk 28 Ağustos 2008 “””” Ali Rıza Navruz Nazım Hikmet ile Ahmet Hâşim arasında bir kitap olduğunu söylūyordu İlhan Berk şairimiz kendisini tanıtırken. Bu dip notu bir tarafa koyalım şimdi. Bu gün onun ebediyete göçūnün 15. Senesi. Bu nedenle şiirimizin lirik şairini rahmetle ananalım istiyorum. Cemal Süreya’nın Verdiği...
Hayat, başı ve sonu belli olan bir kitap gibidir. Hayat, giriş gelişme ve sonuç olarak üç bölümden oluşur. Giriş bölümü ve sonuç bölümü tüm insanlık için aynıdır ve değişmez. Giriş bölümü doğum, yani hayata gözleri açmak, sonuç ise ölüm, yani ebediyete uğurlanmaktır. İnsan gelişme bölümünü kendi belirler. Doğar, belli bir...
Mütemadiyen yılda birkaç kez ağlamak diye bir şey yoktur. Artık kronikleşen bir senfoni vardır ortada. Ne ye ağladığını bile bilmezsin ki. Vakti ile bir hevese ne olmadı diye mi hala ya da neden uyarıları dikkate almadım diye mi. Yoksa durum zaten kendini gösteriyordu ne körmüşüm diye mi. Ya da yahu...
Biz Yörüklerin oturmaktan anladıkları şey yemek yerken bağdaş kurup sofraya oturmak, çay içerken de duvar dibindeki bir hasır yastığa ya da bir tahıl çuvalına yaslanıp bacaklarımızı öne doğru uzatmaktı. Hatta çift çubuk işlerinden sürekli yorgun düşen babamız için oturmak, koltuğunun altına ikiye katlanmış bir yastık koyup yan gelip uzanmaktı. Annemiz,...
Dün bir dostumdan haber geldi. Dostum beni okumak istiyormuş. Okumak istemesi dostça bir arzu… Zaten yıllarca dostlar tarafından anlaşılmamanın acısı içindeyim. Anlaşılmanın acısı içinde iken, bu dostum nasıl beni okuyacak ve nasıl tanıyacak? Bu arkadaşa vereceğim yanıtlar şimdi aklımda saklı kalmaktadır. Ama arkadaşa sorabilirim; fikri hayatımda geçtiğim merhaleleri anlayabilecek mi?...