Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
19°C
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
9°C
Salı Parçalı Bulutlu
12°C

KADIN, ÖZGÜR VE AYDINSA, DÜNYA DÖRT MEVSİM BAHARDIR…

11 Mart 2023 15:42
546
A+
A-

KADIN, ÖZGÜR VE AYDINSA,
DÜNYA DÖRT MEVSİM BAHARDIR…

8 Mart kadınlar günü!
Kadın erkek diye sınıflandırmadan
Belli kalıplarda hapsetmeden,
bir gün değil, her gün kadir kıymet bilinmeli…
İnsan olan erdemli kişi hayatta neyi nereye koyabileceğini zaten çok iyi bilir. Tıpkı ”MUSTAFA KEMAL ATATÜRK” gibi….
Günün, Haftanın, Ayın, Yılın, Yüzyılın … KADINA en güzel bakan adamı…
SANA MİNNETTARIZ…
SONSUZA KADAR…

”Bir milletin medeniyetine ölçmek istiyor musunuz; Kadınlarına nasıl muamele edildiğine bakınız.”
Mustafa Kemal ATATÜRK

Sevgi, eşitlik ve özgürlük temeline dayanır.
Eğer taraflardan birinin boyun eğmesi ve bütünselliğini yitirmesi temeline dayanıyorsa, ilişki nasıl ussallaştırılırsa ussallaştırılsın, hangi kılıf altında gösterilirse gösterilsin, mazoşist bir bağımlılıktır..

Bugün bir çığlık yükseldi yine !!
Bitmeyen, geçmiyen, kulakların sağır olduğu duyulmayan bir çığlık.
Toplumda sanki normalmiş gibi sıradanlaşan çığlık
Bu sadece kadın hakkı değil, bu insan hakkı, toplum hakkı
Medeniyetin var oluş seviyesi…!
Günümüzde acaba biz millet olarak medeniyetin neresindeyiz ki…!
Hala kadınlarımız, çocuklarımız, hayvanlarımız istismar edilip canları pahasına hayatlarını kaybedebiliyor..
Kim sorumlu! sen, ben, görmezden gelen hepimiz sorumluyuz.
Taki bir gün sıra sana veya senin ailenden birine gelinceye kadar, senin canın yanınca ya kadar…
Mademki biz, toplum olarak bir bütünüz, yanlışı doğru yapalım yasalarımızın öngördüğü cerçevede, sosyal statülerin bilincinde üretimden eğitime ilimi, bilimi dikkate alan vizyon liyakat sahibi yöneticilerin dahilinde, yaşam hakkına saygı çerçevesinde toplum olmanın bilinçiyle doğruya kavrayıp yaşamı güzellikler içinde sevgiyle kucaklayıp, insan olmanın erdemine farkındalığına yaşayalım…

”TARAK YAĞMASI”

Bu da bizim Emekçi kadınlarımız.
Tarih 13 Mart 1908, günlerden Cuma. Uşak merkez ve çevre köylerinden 1500 kadın Ulu Cami ile Burma Cami arasındaki İplik Pazarı’nda toplandılar. Yanlarında çocukları ile birlikte çıkrık ve kirmanları da vardı. Yüzleri asık ve öfkeliydiler.
1870’lerden itibaren Avrupa ve ABD’den Şark kökenli halılara büyük bir hızla yükselen talep neticesinde Batı Anadolu’da halı-kilim dokuma büyük bir ticari sektör haline gelmiş, yalnız Uşak’ta 1885’ten sonraki 10 yıl içinde dokunan halı 75.000 metrekareden 250.000 metrekareye çıkmıştı.
Batının bu müthiş talebi karşısında, Anadolu halılarını dünyaya pazarlayan yabancı firmaların birleşip kurdukları O.C.M adlı şirket, tekel oluşturarak Uşak, Kula, Gördes ve Demirci gibi geleneksel halıcılık merkezlerinde 17 halı fabrikası açmıştı. Bu fabrikalarda halı ipliği üretilmeye, ip ithal edilerek el emeği devre dışı bırakılmaya, elle yün temizleme, yün eğirme ve boyama işi yapan onbinlerce işçi-emekçi kadının işi elinden alınmaya, küçük üretime dayalı Anadolu yerli sanayii çökmeye başladı.
İşsiz kalan ve gittikçe yoksullaşan öfkeli kadınlar yürüyüşe geçerek İngiliz sermayesi tarafından kurulan Tiridoğlu, Yılancıoğlu ve Bacakoğlu halı fabrikalarını bastılar, yağmaladılar, makinalarını kırıp yerle bir ettiler, ardından fabrika binalarını ateşe verdiler.
Olaylar üç gün sürdü.
Şehre yeni atanmış olan Kaymakam Tevfik Bey, isyanı bastırmak için 14 kadını tutukladı.
Kadınlar bu kez tutuklanan arkadaşlarının serbest bırakılması için kaymakamlığa yürüdüler. İsyanı bastıramayan, tutukluları serbest bırakmak zorunda kalan Uşak Kaymakamı görevden alındı.(O tarihte Uşak ilçe idi ve Kütahya iline bağlıydı.)
İsyandan büyük zarar gören yabancı şirketler Osmanlı Sarayı’na şikayette bulundular.
Saray, olayın soruşturulması için Anadolu Valisi Ahmet İzzet Paşayı görevlendirdi. Ahmet İzzet Paşa da ilk iş olarak Bursa’dan müfettiş Daniş Bey’i Uşak’a gönderdi. Daniş Bey uzun çabalar sonunda isyancılarla fabrika sahiplerini barıştırdı. Ancak olaylar yatıştıktan sonra da fabrikaların açılması durumunda halkın tekrar isyan edeceğini rapor ettiği için Osmanlı devleti, halkın tekrar ayaklanacağı korkusuyla fabrikaların yeniden açılmasını 10 yıl geciktirdi.
Uşaklı kadın işçilerin bu eylemi Osmanlı kadın emek tarihine “Tarak Yağması” olarak geçti. Bu olay, kadının isyan ettiği zaman ne kadar kararlı ve güçlü olduğunun belgesidir.

Ayten Tarım
08-03-2023

Yazarın Diğer Yazıları
10 Şubat 2024 13:43
4 Eylül 2023 22:31
2 Temmuz 2023 20:49
4 Ekim 2023 16:08
14 Şubat 2024 12:05
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.