Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
9°C
İstanbul
9°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C
Salı Çok Bulutlu
11°C
Çarşamba Az Bulutlu
13°C

KADIN OLMAYAN HER YER CEHENNEM.

KADIN OLMAYAN HER YER CEHENNEM.
31 Mart 2023 22:33
339
A+
A-

DÜN

HOCAM BİZİ AĞLATTI

BİZ HOCAMIZI;

BİRLİKTE AĞLAŞTIK!

KAÇIŞ!

BİR ŞEY İÇİN

BİR ŞEYE

BİR ŞEYDEN

KENDİNDEN KENDİNE Mİ YOKSA…?

BÜYÜK ÇOĞUNLUĞUNUN ORTAK DUYGUSU…

AMA ÖYLE GELİYOR Kİ

KADIN OLMAYAN HER YER CEHENNEM… 🙂

“Elbette yine baharlar gelecek,

Fakat odunlar çiçek açmayacak!

Akıl, mantık, muhakeme ve eleştirel düşünceyle

Barışmayan her inanç ve ideoloji;

Bulaştığı yeri kirletmeye adaydır!”(1)

(Ali Rıza Malkoç)

Saygıdeğer hocam, felsefe profesörü, akademisyen, araştırmacı yazar ve çevirmen Prof.Dr. Yasin Ceylan (1950-…), “BUGÜN, YARIN” başlıklı bir paylaşımında, -bir nokta(-husus) hariç- kendisine içtenlikle katıldığım şu haklı ve yerinde saptamada bulunur:

“Çevremde okumuş, okumamış birçok insan tanıdım. Tabi, herkes bir şey peşinde… Kimisi gününü gün ediyor, kimisi yarını düşünüyor; yarın yaşarım diyor. Günlük yaşayanlarda, mal-mülk merakı görmedim. Karnını doyuracak kadar ekmek, akşam yatacak bir yatak; o kadar… Bir de, bin sene yaşayacak kadar çok biriktirenler var. Hepimiz biliyoruz. Ben gençliğimde, iki tür yaşamı da hayal ettim. Bolluk içinde lüks bir yaşantı ve hazlar… Ve bazen günlük bir tedbiri geçmeyen yavan bir hayat… Birincisi hiç olmadı. İkinciye de cesaret etmedim. Korktum. Biraz yarını düşündüm. Ancak, ‘EĞİLİMLERİMİN TERSİNE’, hep ‘İÇİMDE TUTTUĞUM BİR YAŞANTI’ oldu. Bir ‘MANASTIRDA YAŞAMAK’… Dört taş duvar, yerde tek bir hasır… Kuru bir ekmek, iki kaşık çorba… Ve bir ‘RUHBAN HAYATI’… Tüm hazlardan uzak; ölünceye dek… Nihâyet her şey bitecek!”(2)

İbrahim İlhan: “Kaçış! Bir şey için, bir şeye, bir şeyden…Kendinden kendine mi yoksa…? Büyük çoğunluğunun ortak duygusu… Ama öyle geliyor ki kadın olmayan her yer cehennem :)”

Şeref Köksal: “Hiç olmazsa manastırda bir de rahibe olsun hocam, tek başına bu kadar mahrumiyet fazla olur 🙂 Muhammed de Hira dağında inzivaya çekilmişti, sonrasında dünyada cenneti yaşadı. Bu kadar yokluğun sonu bollukla bitebilir :)”

Fevzi İlhan: “Bilgi, çok ağır bir yük… Öyle veya böyle ille de bir şey yapmaya zorluyor insanı… Oysa önce insanız. Hiçbir şey yapmama, patates kızartması yeme ve arada bir kendi kendimizle bile çelişme hakkı vermeliyiz kendimize…”

Nahit Melikler: “İstek; sınırları biz belirliyoruz ve onu sınırlayabiliriz de… Doğrusu, ne diyebilmek için ‘bütünün bütünlüğü’nü görmek ve neresinde durduğumuzdan da emin olmak lazım,..”

Saygıdeğer hocam Prof.Dr. @Yasin Ceylan’la yaptığımız -diğer kadim dostlar(Ortakaya Mehmet & Nazzam Cahız & Dt Kenan Göloğlu) eşliğinde-, dünkü “filozofik & yaşamın (yadsınamaz gerçekleri) içinden(ta ortasından) sohbet” ve akabinde de kendi evinde bizi güzel eşiyle ağırlaması(kahve & likör) esnasında da “duygulanımlar(duyarlığın harekete geçişi-etkilenme-duygulanmalar)”ın ardından yazdığı duygu yükü hayli yoğun “duygusal” bir paylaşım… Zira “dün hocam bizi ağlattı, biz hocamızı; birlikte ağlaştık!”

[Ha, bu arada yeri gelmişken hatırlatayım. “2. Sohbet”, diğer hocalarımız(Prof.Dr. Yasin Ceylan & Prof.Dr. Adem Çaylak) kadim dostlarımızın(Hamdi Tayfur & Ayşe Sucu & Ortakaya Mehmet & Nazzam Cahız & Dt Kenan Göloğlu) katılımlarıyla gerçekleşecektir.]

Evet, paylaşımın “ilk bölüm”ünde dillendirdikleri, -kendisine içtenlikle katıldığım- haklı ve yerinde saptamalar… Evet, “iki tip insan” üzerine yaptığı saptamalar doğru ve yerindedir. Yine evet, “Nihâyet her şey bitecek!”; bu da doğrudur.

Gelgelelim, “Ancak, ‘EĞİLİMLERİMİN TERSİNE’, hep ‘İÇİMDE TUTTUĞUM BİR YAŞANTI’…” diye başlayan “son ikinci bölüm” ise dediğim gibi “duygulanımlar”ın ardından yazılmış duygu yükü hayli yoğun “duygusal” bir bölüm… İçinde “paradoksal”lığı da barındırıyor olması câlib-i dikkat ise de, şaşırtıcı değildir! Zira “EĞİLİMLERİMİN TERSİNE” ile “hep ‘İÇİMDE TUTTUĞUM BİR YAŞANTI’ oldu; bir ‘MANASTIRDA YAŞAMAK’…” itirafı bunun açık kanıtıdır. Burada(bu cümlede) “sağ lob-sol lob çatışması/rekâbeti” apaşikâr görünüyor! “Akıl-kalp çatışması-rekâbeti” de…!

İşin doğrusu, zaten bir anlamda bu “ÇAĞIN GİDİŞATI” da maalesef, “Artırılmış Gerçeklik”(3) aparatları eşliğinde “Metavers (Sanal-Yapay-Kurgusal Evren)”(4), nâm-ı diğer “Sanal Gerçeklik Alanlı Dünya” & “Dijitalizm(-Dijitalleşmecilik)” & “Dijital Kölelik” & “Dijital Faşizm”(5) vb. bir çeşit “KÜRESEL SANAL MANASTIRLARDA BİREYSEL RUHBAN YAŞAMI”na doğrudur!

Kuşkusuz, insanların “özbeöz(gerçek) kendi görece öz-gür akıl-irade”leriyle yaptıkları “seçim-tercihler”e ve aldıkları “kararlar”a eğer siz de aynı düşünüyorsanız “saygı duymak”, değilseniz de “saygı göstermek” otantik insanlığın bir gereğidir. Kim “Nihâyet her şey bitecek!” gerekçesiyle “Dört taş duvar, yerde tek bir hasır… Kuru bir ekmek, iki kaşık çorba… Ve bir ‘RUHBAN HAYATI’… Tüm hazlardan uzak; ölünceye dek…!” şeklinde bir yaşam sürmek isterse elbette buna hakkı vardır, yapabilir. Bu yolu(böylesi bir yolu) tercih ettiğinde gerek “kendi”ne ve gerekse “diğer insanlar, toplum ve dünya insanları”na yönelik doğacak sorunlara da göğüs gerebilmeli, faturasını karşılayabilmeli ve/veya sorumluluklarını nasıl yerine getirebileceğinin de hesabını önceden yapmalıdır.

Son tahlilde, -kadim dostum İbrahim İlhan’dan ödünçle- işte ben de bu yüzden demiştim: “Dün hocam bizi ağlattı, biz hocamızı; birlikte ağlaştık! Kaçış! Bir şey için, bir şeye, bir şeyden…Kendinden kendine mi yoksa…? Büyük çoğunluğunun ortak duygusu… Ama öyle geliyor ki kadın olmayan her yer cehennem… :)”; ve’s-Selâm…!

(1) Bkz. MALKOÇ, Ali Rıza; 28.03.2023 tarihli, kendi “facebook” ana sayfasındaki paylaşım yazısı, https://www.facebook.com/aliriza.malkoc. (Erişim Tarihi: 28.03.2023).

(2) Bkz. CEYLAN, Yasin(Prof.Dr.); 29.03.2023 tarihli, kendi “facebook” ana sayfasındaki paylaşım yazısı, https://www.facebook.com/yasin.ceylan.1690. (Erişim Tarihi: 29.03.2023).

(3) Geniş bilgi için bkz. JAYNES, C. & SEALES, W. B. & CALVERT, K. & FEI, Z. & GRIFFIOEN, J.; “The Metaverse: a networked collection of inexpensive, self-configuring, immersive environments”, Proceedings of the Workshop on Virtual Environments, EGVE ’03. New York, NY, USA: Association for Computing Machinery: pp.115-124, 2003 & FELTHAM, Jamie; “MWC 2019: HTC CEO Cher Wang To Talk ‘Realizing Vive Reality’ At Keynote”, UploadVR (İngilizce), 2019 & KOERBER, Brian; “What is the Metaverse? A (kind of) Simple Explainer”, Mashable(İngilizce), 2021.

(4) Geniş bilgi için bkz. GRIMSHAW, Mark; “The Oxford Handbook of Virtuality”, New York, 2013. Ayrıca bkz. https://web.archive.org/…/2021/11/10/metaverse-nedir/ & https://simitcay.com/2021/11/10/metaverse-nedir/. (Erişim Tarihi: 17.02.2022).

(5) Bkz. DÖRNER, Karel & EDELMAN, David; “What ‘Digital’ Really Means”, McKinsey & Company, 2015.

Zeki Coşkunsu

ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.