Geçmişle avunup durma, ileriye bak (?) Hiç bir zaman, geriye doğru çalışmaz saat Bütün dünya milletleri, ileriye giderken Başını kuma gömmen, büyük kabahat. KERİM ÖZBEKLER
Yorum zamanı her şey bir bir adamın ölümüyle başlıyor içine kapanık Savcı Jana soruşturmaya başlıyor bir erkek çocuk cesedi bulunur ben çok beğendim bu yazarın Türkçeye çevrilmiş tek kitabı var keşke bir an önce yeni kitapları çıksın tadı damağımda kaldı tavsiye ediyorum. Erkan Keçeci
Bir hüzün var yüreğimde, Unutulmak mı, terkedilmek mi ? Dersin… Duygularıma giren yaşlı bir adam Yine alıp götürdü beni baba yokluğuma Boynu bükük umutsuz ,yurtsuz, biçare; Unutmak kolay ,hatırlanmak ne zor işmiş! Evlat hasreti yaş olurken gözlerin de… Oturmuş bir iskemle, dalıp dalıp gider Gönül sokağı ıssız, ağır bir şarkı,...
Takvimler onu, on yaşını birkaç ay geçmiş diye gösteriyordu. İki çocuklu bir ailenin küçük oğluydu. O yıl ilkokul dördüncü sınıfa devam ediyordu. Güneyde, turistik bir kasabada oturuyorlardı. Kara kış olmasına rağmen hava güzeldi. Annesi, babası ve yılbaşı tatili dolayısıyla İstanbul’dan gelen teyzesiyle birlikte iskeleye doğru gezintiye çıktılar. Üzerinde bordo, mavi...
Her gün yazı yazılmıyor. Her saat başı da okuyucuya yazı yetiştirilmiyor. Yazarın da kendine göre bir eşref saati var… Ben de bu eşref saatimi bulmayınca yazı yazamıyorum. Ne baharları getiren çiçeklerim açıyor, ne de kışın tane tane karları döktüren gökyüzüm beyaza boyanıyor. Evet, her an yazı yazılmıyor… Çünkü yazarın da...
Yaşadığımız her yer tiyatro sahnesi gibidir. Bu gerçek sahnede oynanacak oyunu iyi oynamakta elimizde kötü oynamakta elimizde. Büyük işler yapamayabiliriz, ama küçük işleri oyunun kuralına uygun bir şekilde oynarsak harikalar yaratabiliriz. Unutmayınız ki uzun yollar küçük adımlarla tamamlanır. Geceden cep telefonunuzu şarja koydunuz. Sabah kalktınız pencereyi açtınız baharda geldi. Pencereyi...