

HUZURDA
GÜL GÜLERYÜZ
140 SAYFA
Bu telaş içinde unutuyorlardı birbirlerini sevmeyi.
Bu ay biz Altın Kızlar yani Lider Ersan , Azime Matlı , Münevver Geniş , Zeliha Erdoğan Demir , Bahar Esen ve ben; yazar dostumuz, grubumuzun değerli üyesi, güzel arkadaşımız Gül Güleryüz ‘ün son kitabı “Huzurda”yı okuduk. Yazarı tanımanın avantajını kullanarakta sonrasında harika bir sohbet gerçekleştirdik. Duygularımızı söyledik kitap üzerine, fikirlerimizi koyduk ortaya ve sevgili Gül’de bu güzel eseri hakkında bilgilendirdi bizi.
Bir kadın hikayesi Huzurda. Altmış beş yaşında, emekli öğretmen Leyla’nın hikayesi. Mutsuz evliliğine son verip, huzurevine yerleşme kararı alan bir kadın Leyla. Çocuklarının itirazlarına rağmen aldığı bir karar bu üstelik. Kimbilir belki onlara yük olmamak adına, belki de bu saatten sonra da olsa kendi başına ayakta kalmak adına verilmiş bir karar. Elbette zor bir karar. Bunca yıldır alıştığı düzeni, çevresini, hayatını geride bırakıp yeni bir hayata adım atmak kolay mı?..
Mutsuz bir evlilik demiştim Leyla’nın hikayesine başlarken. Aldatılan bir kadın çünkü o. Sevgisine karşılık bulamayan, hiçbir maddi kaygısı olmasa da manen çok yıpranmış bir kadın. Bu kararı vermesi de kolay değil aslında. Hani meşhur “elalem ne der” çetesi vardır ya hepimizin hayatını kısıtlayan, baskılayan; işte o baskılar belki de bunca yıl onu alıkoyan evliliğini bitirme konusunda.
Başlarda zayıf ama sonra güçlü bir kadın Leyla. Bir büyüme hikayesi onunki.
Huzurevine yerleştiği geceden başlayarak üç gece üst üste paralel evrenden gelen üç eşbenzeri ile konuşur Leyla. İlk yıllarda daha cesur davranabilse nasıl bir hayatı olurdu acaba?
Huzurevinde onu bekleyen sürpriz ise hayatın bizim için başka planları olabileceğinin, aşkın her yaşta kalbimizi çalabileceğinin açık bir kanıtı.
Okurken hepimiz kendimizden, çevremizden o kadar çok şey bulduk ve hissettik ki! Mutsuz evlilileklerine devam etmek zorunda kalan (sebep kimi zaman çocuklar, kimi zaman maddiyat, kimi zaman da elalem baskısı) kadınlar, hayatın koşturmacası içinde birbirini sevmeyi unutan insanlar, huzurevlerinin kapalı kapıları ardında anlatılamayan hayatlar ve daha neler neler. Aile içi şiddet, Bosna katliamı, Bulgaristan’da Türklere yapılan zulüm, Kore Savaşı değinilen diğer konu başlıkları. Bir de elbet söylemeden geçemeyeceğim, Ankara’nın sembolü olan fakat yıllar içinde sanata bakış açısının yozlaşması sonucu kaldırılan, uzun yıllar depolarda yok olmaya bırakılmış heykellerin hikayesi.
Yine dolu dolu, yine çok bizden, yine çok akıcı bir kitap okuduk ve hepimiz çok sevdik Huzurda’yı. Yeri geldi kızdık Leyla’ya yeri geldi ahhh çekip üzüldük. Sonuç olarak iyi ki okuduk dedik elbet. Bölüm sonlarında Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabından alıntılara yer vermiş sevgili Gül. Bu alıntılarında hayli etkili olduğunu okuyunca göreceksiniz sizde. Bir Gün Tek Başına/ Vedat Türkali, Yalnız Bir Avcıdır Yürek/Carson McCullers kitapları, büyük usta King kitapta bahsi geçen yazarlar ve kitapları. Birde Altı Milyon Dolarlık Adam filminden söz etmiş kitabında sevgili Gül. Kesinlikle tavsiyemizdir ekip olarak; okuyun, okutun lütfen bu değerli eseri.
Duyguların da kokuları var galiba diye düşündü. Evet burası hüzün kokuyordu.
Yapacak işler, yaşamak için bahaneler demekti…
Ben yalnız ölmek istemedim Leyla.
Neden başkalarının acısı hep uzak geliyordu bize böyle?
Ben onu affettim zaten. Affedip kalmak yerine, affedip gittim.
Sevmek, her hücremiz kaç derken kalmak demektir.
Böyle sevdalarda olabiliyordu demek. Bir ömürlük sevdalar…
Gönlü gönendi.
“Ziyaretin kısa olanı makbuldür.”
-“Ziyaretçinin kim olduğuna bağlıdır o.”
Kızım şu ağrı kesiciler aynı erkekler gibi, acını gidersin diye alıyorsun bu sefer o başlıyor acıtmaya.
İçimizde anlatılmamış bir hikaye tutmaktan daha büyük bir ıstırap yoktur.. /Maya Angelou
Kadınların hiçbir zaman akıtmadıkları okyanuslar dolusu gözyaşı vardır. /Kurtlarla Koşan Kadınlar
LÜTFEN KİTAP OKUYALIM!!!
Arzu ORTAÖREN